Burada yazmıştım. Yaklaşık 7-8 haftadır Mahmure.com ve Bebişler.com sitelerinde köşe yazılarım yayınlanıyor. Başlık aslında buradakiyle aynı: Baba Olmak. Köşe yazılarına ayırdığım enerji aslında ister istemez Babaolmak.com’a yazacaklarıma ayırdığım vakitlerden kırpıldığından, konu da aslında aynı olduğundan aynı yazıları buraya da alayım ve orijnal çatı altında toplayayım istiyorum. Yazıları tarihleriyle ekleyip, doğru linkleri ve elbette ki hepsinin derlendiği bir yazıyı yayına alana dek en son yazıyı sizlere aktarayım dedim:Balık Tutmayı Öğretmek
Tam da birkaç hafta önce rahat olma konusunda yazmış ve rahat olmak konusunda anneler ve babaları karşılaştırmaya başlamışken bu hafta çocuksuz bir kadından enteresan bir soruyla karşılaştım: “Acaba babalar, anne yakındayken daha mı rahat ve umursamaz oluyor?”
Bu soruya aslında pek çok yanıt verilebilir. Örneğin ilk aklıma gelen “Hayır, her zaman aynı umursamazlıktayız biz!” (Tam burada bir sit-com efekti olarak alkış ve tezahürat girmeli devreye) Ya da öte yandan bu sorunun hemen karşısındaki cevap “Hayır, her zaman aynı şekilde umursuyoruz!” Oysa bana kalırsa cevap -en azından benim cevabım- her ikisi de değil. Ama bu iki cevabın arasında kalan pek çok detay.
Annelerin çocukla ilişkisinin genlerine kodlu, babalarınkininse sonradan öğrenilmiş bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Zaten bu konuda akademik çalışmalar; bu iddiaya sahip akademisyenler de var. İçinde çocuk taşımayan taraf olan babanın “babalığının” çocuğuna ilk dokunduğu anda başladığı söyleniyor. Öte yandan filmi daha da geriye sarıp çok çok (ama çok) daha geçmişe gidecek iş evrim teorisine kadar gelip dayanabilir belki de. Erkeğin türünün devamını sağlama amacıyla üremek için kadın arayışıyla ve tek derdinin daha çok üremek oluşundan; kadının ise beğenilmek üzere çabasından başlayıp; erkeğin avcı olarak aileyi doyurduğu, kadının çocuk(lar) doğurup evi çekip çevirip çocuklara baktığı zamandan bu yana doğru filmi hızlı oynattığımızda gördüğümüz bir şey var…
Bir cevap yazın