Babaolmak.com’un en sevdiğim yanlarından biri; sayesinde insanlar tanıyor, dostlar ediniyor olmamdır. Sadece ben değil, ailecek dostlar ediniyor oluşumuz bana kalırsa paha biçilmez yanlarında biri blog yazarlığımın.
Ha; bu insanlarla günümüz gecemiz birlikte geçiyor değil. Ama oralarda bir yerde arada daha çok arada daha az dokunarak birbirimize, yaşamaya devam ediyoruz. (Birileri Amerika’ya göç ediyor, birileri adada yaşıyor, kimi bebek fotoğrafı çekmediğinde tüm zamanını online geçiriyor ama hiçbirimiz görüşemiyor olsak da bir sürü dostumuz oralarda bir yerde… (Ne anlatacaktım, nereye döndü konu, Hay allah… :)
Uzatmayayım, çok yakın zamanda Babaolmak.com sayesinde bir site ve kurucusu, baş yazarıyla tanıştım… Üstelik bir sürü ortak yanımız da var… Her şeyden önce bir baba, çocuk doktoru, internete meraklı, sitesi var, fotoğraf çekmeyi de seviyor… (Ki benim becermediğimi yapıp makinesiyle geziyor) Daha ne olsun… Dolayısıyla sitesinde daha sık gezinir oldum… Üstüne de burada bahsedeyim dedim… Niye? Çünkü az önce sitede gezinirken bir yazının başlığı dikkatimi çekti; sonra içinde özellikle bir paragraf bana kendini okuttu ve bunu Babaolmak.com’da yazmalıyım dedirtti, sonra gerisi geldi. Tam olarak bir weblog’a uygun şekilde web’deki gezintimin logunu tutmak adına yazacağım bir yazıya dönüştü bu da…
Konu, ıspanağı yoğurtlu yemek veya yememek özeline kadar indi… (Bu kadar giriş aslında sadece ve sadece ıspanak ve yoğurt birlikteliğiyle ilgili korkarım ki) Söz konusu sitede; (Bebekhastanesi.com) yazısını okuduğum kişinin ( Prof Dr Benal Büyükgebiz) yazısında (Anne ve çocuklara yemeği zehir eden efsaneler) geçen bölüm şudur:
“Ispanağı yoğurtla yemek demir emilimini azaltır” efsanesiYarım kilo çiğ ıspanakta 13.5 mg demir vardır. 6 aylık bir bebeğin günlük demir ihtiyacı da 10 mg’dır. Oysa yarım kilo ıspanak yemek pek mümkün değildir. Ispanak zengin bir kalsiyum kaynağı. Yoğurtlu ıspanak da kalsiyum alımını artırır. Ispanağın içindeki demirin emilimi de çok düşüktür çünkü ıspanak aynı zamanda okzalat adlı bileşikten de zengindir, okzalat ise demirin emilimini engeller. Yani demirin emilimini engelleyen yoğurt veya süt değil, okzalattır. Engellenmesi demek de hiç emilmemesi anlamına gelmez. Süt ve süt ürünlerinin sebzelerle birlikte yenmesiyle ilgili yapılan bir araştırmada, sütün çinko emilimini yüzde 70, yoğurdun ise yüzde 78 artırdığı, buna karşılık demir emiliminin ise değişmediği sonucuna varıldı.
Kıssadan hisse; site tanıtmak üzere başladığım yazı kendiliğinden İstanbul’un hengamesinde dostlarla görüşememeye serzenişe oradan ıspanak ve yoğurtun dayanılmaz birlikteliğine ulaşmış olsa da asıl amacım Çocuk Doktoru Dr.Erdem Uzunoğlu ve sitesi Bebekhastanesi.com‘dan bahsetmekti. Siteye girince ve yolculuğunuzu derinleştirdikçe sıkı bir kaynak bulduğunuzu fark edeceksiniz. (Ben mesela, izni olursa, Babaolmak.com’da daha çok alıntı yayınlayacağım mesela…)
16 Nis 2010 at 08:19
sitenizi ve yazılarınızı zevkle takip ediyorum ve kanadaya kadar tum tanıdığım özellikle babalara ve annellere sitenizi tavsiye ediyorum.su ana kadar hic yorum yazmasamda, 28 aylık olan kızım Deniz ve kendim için oldukça faydalandığım bir site oldu. Yukarıdaki yazıyı okuyunca kendimi tutamadım ve yorum yazmak istedim. 01.02.2008 tarihinde kızım henüz 2 aylıkken hafif ishal başlamıstı ve cocuk doktorumuzun calıstıgı hastaneye goturduk yapılan tahlillerinde herhangi bir virus veya anormal bir değer yoktu ama isahali için serum bağlandı ve sabaha kadar doktorumuzunda telefon yönlendirmesi ile hastanede kaldık ve sabah taburcu olduk. (O gece kilosu tartılmamıstı) Ertesi gun ishali devam edince ve siddetlenince ve görünümü de baya değisince ağlaya ağlaya tekrar hastaneye götürduk, bu sefer kendi doktorumuz kendisini muayene etti ve "her hangi bir şey yok, kendine güven bana güven" diyerek, bizi ertesi gun tekrar kontrole gelmek üzere eve yolladı.(Kızımı bu sefer doktor tarttı ve kilosu 4,4 kg) Bu arada siddetli ishal devam ediyordu ama doktorumuza guvenip eve gittim. Ertesi sabah muayeneye gittiğimde kızımı önce tartıya koydu ve kilosu 4.0 kg.Hemen aldığı gibi acile, cunku kızım bir gecede %10 sıvı kaybı oluşmus ve tabii bununla birlikte hayati tehlikesi bulunduğunu ama umidi kesmememizi soyledi.Doktorumuzun, butun gun devam eden kurtarma çalışmaları gun sonuna doğru onu, bizim için hastane arayısına baslamasına neden oldu. Çunku kızım iyice kotulesti.Aksam uzeri bizim için cerrahpasada yer bulundu ve biz ambulansla doktor beyde bizimle hastaneye doğru yola cıktık.Ama kızımın durumu cok kotuydu artık. Doktor ambulansa binerken "umarım hastaneye kadar dayanır herşeye hazırlayın kendinizi" dedi.Daha 2 gun once hiç bir şeyi yoktu nasıl bu hale geldi.Bu arada bulunduğumuz ozel hastane tam donanımlı, yoğun bakım unitesi olan E-5 uzerindeki M.P hastanesi. Doğumu da orada yampıstım. Yani acıldığından beri devamlı gittiğimiz hastane. Cerahpasaya vardıgımızda hemen kızıma mudahele edildi ve kızım çok sükür ki "HAYATA DÖNDÜ". Doktorumuzun koydugu teshisle(Böbrek ustu bezlerinin çalışmaması) hiç ilgisi olmadığı sadece ishal olduğu soylendi ve bu doğrultuda serum verildi, tedavi uygulandı ve ishali devam ettiği için hemen toparlanamadı.15 gun orda kaldık. cok sukur ki kızımda hastalıktan kaynaklı herhangi birşey kalmadı ve gecti. Ama bende gecmedi her aksam eve giderken mecburen o hastanenin onunden geciyorum ve tekrar tekrar hatırlıyorum yasadıklarımı. Bu arada cocuk doktorumuz yukarıda sitesinin tanıtımını yaptığınız ve benim zamanında randevu almak için en az 2-3 hafta önce aramam gereken kişiydi. Kızımın ozel hastanedeki sureci beraber yasadığımız doktoru Erdem beydi.
Bunu hiç bir yerde yazmamıştım. Ama ben sizin burada yazdıklarınızı ve tavsiyelerinizi , deneyimlerinizi mutlaka dikkate alıyorum. Ben de hem sizin için hende okuyucularınız için kendi deneyimimi anlatmak istedim. Yayınlarmısınız bilemem.Ama en azından siz okursunuz. Bir evlat sahibi ve duyarlı bir baba olarak beni anlıyacağınızı düsünüyorum. Sevgi ve sağlıkla…MUTLU cocuklar yetiştirmek dileğiyle. Hoşçakalın.
16 Nis 2010 at 11:27
çok teşekkürler bu bilgiyi bulup paylaştığınız için.şimdiye kadar ıspanağı yoğurtlu olarak çok seviyordum ancak içimde hep bir şüphe oluyordu hiç faydalanamıyorum demirinden diye:) artık rahat rahat yeriz:)))