(Perihan Mağden, Radikal, 21 Ağustos 2008)
Sonra kızımın çocukluk, esasında bebeklik kitaplarını, odasındaki raftan alıp içerlerdeki (gözden ve gönülden az biraz ırak) rafa yerleştirirken-
Hatırlamadan edemiyorsun, tabii ki.
Bazı kitapları 50 kez mi okumuşumdur; 150 kez mi kızıma?
O kitaplar çok önemli.
Ve de büyük bir eksik/gedik/güdüklük var O Alan’da. Okuma Öncesi Kitaplar alanında yani.
Kocaman kocaman resimleri olmalı. Zira kucağında, yanıbaşında filan oluyor bebeğin. Parmağınla göstererek resimlerini; okuyorsun, anlatıyorsun daha doğrusu.
Ben böyle yaptım: Okumadım, anlattım.
Daha karşılıklı/katılımcı bir ilişki kuruluyor böylece- bu biiir.
âAyakkabısı ne renk?’ âKaç tane kuzu var?’ âO hayvana ne denir?’ âKaçsın, gitsin mi?’ gibi sorularla bir nevi dil öğretmece.
Hayat göstermece.
Devamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Çocuklar (ve bebekler) için kitap konusu gerçekten ilginç ve önemli… Bu konuda enteresan gelişmeler de var. Bu konuya babaolmak.com’da çok detaylı şekilde devam edeceğiz. Sürpriz haberlerle birlikte ;)Â (Çok yakında)
21 Ağu 2008 at 13:05
bu yazıyı yaklasik bir saat önce eşim göndermişti,şimdi sizin blogunuza girdigimde görünce gülümsedim.demekki tüm taze babaların algıda seçiciliği farklı çalışmaya başlıyor :) :)
(biz daha adayiz tabi henuz anne baba olmadik)
25 Ağu 2008 at 20:15
Defne’me (9 aylik) buyuk resimli dunya klasiklerinden bir iki tane kitap aldim. Aynen yazidaki gibi resimleri tasvir ederek, bazen de farkli hikayeler uydurarak okuyorum. Ama ikinci sayfada sikintidan ciglik atiyor. Hatta kitabi kaptigi gibi asabi bir ses tonuyla yemege calisiyor. Zamanla hoslanacak eminim ;)
Zeynep’e sevgiler…