Kasım 2007’de, Babaolmak.com’un takipçilerinden bir annenin babasına yazdığı bir mektupu yayınlamıştım. Hatta “Yutkunamamak” başlıklı yazıyı ilk okuyuşumun ardından hemen yayınlayamamış, yutkunabilmek için biraz zamana ihtiyaç duymuştum.
Aynı kişiden bu hafta bir yazı daha aldım. “Sen gideli…” başlıklı yazıyı da aynen yayınlıyorum…
Sen gideli 7 ay bitti babam! Çok özledim… Tarifi yok sadece çok özledim…
Bazen kızardın bana ben de sana! Ama çok severdik birbirimizi çokkk…. âKızlar babalarına düşkün olurlarmışâkim demişse doğru demiş..
Kimi alışırsın diyor, kimi çoktan alışman gerekirdi diyor. Babacım 7 ay bitt i ama alışamadım yokluğuna, sinirlenmeni bile özledim, alışamadım sensizliğe… şunu biliyorum ki alışmış gibi davranmaktan da sıkıldım. Hep aklımdasın babam, hep babam olsaydı şöyle yapardı, şunu derdi, bana şunu alırdı diyorum. Babam daha neler yapacaktık seninle nerelere gidecektik diyorum. (ama çoğunlukla içimden söylüyorum bunları). Boğazıma birşeyler düğümleniyor, yutkunamıyorum. Sebepsiz yere neyin var diyenlere hiçbirşey diyorum. Her seferinde seni özlediğimi söyleyemiyorum anlamıyorlar çünkü…
Babam sen olsaydın şimdi daha farklı olurdu biliyorum. İsyan etmiyorum sadece hayırlısı böyleymiş, Allah’ım babamdan merhametini esirgeme günahlarını bağışla diyorum. Bağıra bağıra, haykıra haykıra ağlamak istiyorum. Ama ağladığımı bile gizliyorum işte… Aslında ağlamak da istemiyorum, hiç kıyamazdın bana şimdi de ağlarsam görüp üzülecekmişsin gibi geliyor ama bazen dayanamıyorum işte…
Çocukların burunlarının akmasından hiç hoşlanmazdın, çocuğa değil de annelerine kızardın çocuğa dikkat etsinler derdin ve bilirdin senin gibi düşündüğümü… Babam torunun 20 aylık, ve burnunu temizlemeye çalışmasını görseydin eminim çok hoşuna giderdi…. Babacım biliyorum ki Eylül’üm seni zamanla unutacak , hiç hatırlamayacak ama hep fotoğrafını gösterip bak kızım dede diyoruz . O da fotoğrafını alıp dede diyip opüyor. Babam seni öpmek isterdik, fotoğraflarını öpüyoruz. En azından fotoğrafın var bu da bişey ….
Babası ölmüş arkadaşlarım var ama onlar küçükmüş öldüklerinde hepsi küçükken daha farklı diyorlar. Biz çok şey paylaştık seninle, paylaşılanlar ne kadar fazlaysa ayrı kalmak o kadar zor oluyor…
Hiç rüya görmek istemeyen biri olarak farkettim ki Allah’ım lütfen babamı rüyamda göreyim diye dua ediyorum.Çok özledim en azından rüyamda görürüm diye istiyorum. Rüyamda da olsa sana sarılmak ve öpmek istiyorum. Sen gitmeden sana sarılıp yanaklarına vurup burnunu sıkardım bazen ısırırdım babacım… Allah’ım en azından rüyamda babamı göreyim sarılıp öpeyim istiyorum.
İnanamıyorum gittiğine, belki inanmak istemiyorum ama gittin işte…
Babam beni duyuyorsan özledim seni hem de çok… Seni seviyorum kızım demeni özledim. Babacım herşeyini özledim. Zaman geçtikçe daha çok özlüyorum. Alışamıyorum kim ne derse desin â ben alışamıyorum â.
Seni seviyorum babam!…
Sevda Tabak
28 May 2008 at 17:06
bu yazıyı okuduğum her defasında ağlıyorum yüreğinize sağlık…
29 May 2008 at 02:28
benim yan odada yatan ama aslında olmayan bi babam var.baba gibi hissedemedim ben onu hiç.size öyle şaşırdım öyle imrendim ve babanızı öyle merak ettimkÖ®! az önce abim de ona aynı benim hissettiklerimi sölediğinde yanılmadığımı fark ettim.ben de babasız büyümüşüm.kendim için değil,abim için her üzüldüğümde dikildim karşısına neden die.neden böylesin ona karşı.bana verdiği sevginin birazını ona versin istedim hep ben hiç istemedim ondan bunu.beni öpmesinden iğrendim,bana dokunduğu an içimden kalkan kıvılcımları hissettim.ben hep nefret ettim.elimde değildi.ben de çok isterdim baba sevmek!içimden gelerek baba demek.eve gelceği zaman yaklaştığında sevinmek.biraz geç gelse de rahat dursak diye geçirdik içimizden hep.böyle söylediğimden bizi tekme tokat dövdüğünü hep sövdüğünü zannetmeyin.benim babam yer,içer,tw bakar,bilgisayarda bakınır,yatar.bi de işe gider tabi.en güçlü savunma silahı.karşısına dikildiğim ve neden böle yaptığını sorduğum bi sferinde bana sadece NEYİNİZ EKSİK? demişti.eve para getirio ya.sağolsun.bu lafından sonra ben anladım tek kelime daha sölemenin manasız olduğunu.harika bi babaydı eve para getiriodu.okula gönderiodu.eskiden onun yanına yattığım zamanları hatırlıyorum.nasıl dayanıomuşum diyorum şimdi.bana kara kızım demesinden nefret ediyorum.oysa baba dendiğinde gözümün yaşarmasını değil göğsümün kabarmasını evde duran bi kahramanı bana hatırlatmasını ne çok isterdim.okudukça geliştikçe onun ne kadar aşağılarda olduğğunu görüyorum.bazen ona eline kitap alıp okuması için yalvarıyorum.belki bi yerlerde bişeyler okur da düşünmeye çabalar diye.bu siteyi google'a baba olmak yazarak buldum.bunun ne olduğunu merak ettim burnumu silmeye çalışırken.annem yatsın ağladığımı görmesin diye düşünürken aslında gerçek baba nasıldır diye merak ettim.ben de baba istiyorum sizinkiler gibi.ben de baba istiyorum birisine işte babam derken utanmcağım.aman konuşmasın arkadaşlarımın yannda diye dualar ettirtmeyen bi baba istiyorum.ve biliyorum hiç bi dua gibi bu da kabul olmcak.
az önce bebeğinin kucağında rahat edio olmasına sevinen babann yazısını okudum.sonunda verdiği sözü umarım hep tutar.onu besleyip büyütmenin baba olmakla alaksı olmadığını bildiğine eminim.büyüdüğünde de çocuğunun kahramnı olur inşallah.başı sıkıştığında,ağladığında,sevincinde vs. çalmak istediği ilk kapı olur…….ona varlık içinde yokluk çektirmemenizi diliyorum.ona muhtaç olup ondan nefret etmek , bi anne ve geçirilmiş onca sene için ona katlanmak zorunda kalmak çok zor.ben de bi kızım ama asla ona düşkün olmadım.bu lafa da hiç bi zaman katılmadım………
29 May 2008 at 10:39
Kırmızı Siyah
Gökkuşağını kucaklarken seninle;
Benim için küçükken,
Kırmızıydın baba.
Atatürk’e benzetirdim seni
Arabaya binişini ,burnunu ,heybetini.
Parlak ,canlı,ürkütücüdür kırmızı.
O zamanlar, kırmızıydın baba…
Korkardım, ama bir o kadar da güvendin
Bir o kadar saygı, bir o kadar da büyük
Öok uzun gelirdi boyun,
Kolların çelik halatlar gibi güçlü.
Ben de subay olmak istedim,
asker olmak istedim
Ben güçlü olmak için, sen olmak istedim
Bazen siyah bantlar atardın kırmızıya
Korkardım saygısızlık yapmaya
Korkardım başarısız kalmaya
Dört kardeştik üç kız bir oğlan
Bense oğlandan da oğlan
Koğuş gibiydi evin her yanı yataktan.
Kitaplar,kıyafetler karışır
Kavga edince eşyalar havada uçuşur
Gülüşmeler,fısıldaşmalar da bizleydi
Sen girince eve herşey süt liman.
Ne dolaplarımı düzeltmeyi severdim
Ne durmadan ders çalışmayı.
Haşarılık vardı hamurumda
Her yaramazlık yaptığımda,
Sen gelince aklıma
O zamanlar siyahtın baba.
İki elin kanda da olsa
Hafta sonu sinema
Bayramlarda Lunapark
Televizyon hafta içi yasak.
Her sinema çıkışı
Burnunu çekerdin ağlayarak
İçim ılınır bir hoş olurdum
Kıpkırmızıydın o zaman baba.
Affet,çocukluk
Kızdığımda içimden küfrederdim
Korkardım tabii sesli söylenmeye
Oysa şimdi;ben,sen oldum,
Ne tahammülüm var ne de hududum
Söz dinlemiyor,benim çocuklarım.
Anlıyorum
Hep kırmızı olmak boşuna çaba
Ya da bembeyazlık boşuna…
Bugün ben olduğum her davranışımda
Senin ektiğin tohumlar,
Gökkuşağından renkli
Bir ulu çınar gibi
Sen bizi,
biz çocuklarımızı kucaklamakta
Sen kırmızı siyahım
Sen, güvenim,
Sen korkularım
Sen içimdeki en derin saygı
Anne olduktan sonra anladığım
Sevgilerin temeli,
Emeğin, güvenin, vermenin tanrıcası
Sen bilerek sevmenin adı
Babamsın babam……
Nedret CİNEMRE
31 May 2008 at 01:22
slm sevda abclım belki bei tanımıyosundur ama inan yasını okudum çok kotu oldum çünkü seni çok iyi anlıyom bende abclım babamı 3 ay önce kaybettim abclım o acıyı çok iyi bilirim babaszlıkk çok zor ablacım yüregine saglık ablcım :((((
04 Haz 2008 at 23:30
slm sevda abclım seninle tanısmayı çok isterim ablcım çünkü içimdeki atesin sönmesi için dertlesmeye ihtiyacım var ablcım baba özlemi
04 Tem 2008 at 09:58
sevda ablcım bub yasdıkların beni kötu etkıledi hani derler ya yasayan bilir ama rabbim hiç kimsye yasatmasın böle br acıyı seni çok iyiy anlıyorummmmmmmmmm ablcım:(:(:(
27 Eki 2011 at 12:28
Vuslatçım,
Zaman herşeyin ilacıdır derler ya…. Kocaman bir yalan… Çünkü yine üzüyorsun yine ağlıyorsun. Sadece ilk günlerdeki gibi değil… Ancaaaak zaman ilerledikçe bu kocaman yeri doldurulamayacak bir özleme dönüşüyor. Bu özlem daha kötü özlüyorsun ama yok… Göreceğim ya da sesini duyacağım gibi bir ümit de yok… Pek teselli edemedim seni ama… gerçek bu… Yine de zamanla ateş külleniyor belki…