Belki de yazmak…

Kendime çok kızıyorum. Emin olun bak… Aranızda da bana kızan çok kişi var. Çok nadiren yazdığım için… Kimini çok sakinleştiren dinginleştiren bir aktiviteyken yazmak (ki beni de öyle esasında) ben bir de yazabilmek için çok sakin ve dingin zamanlara ihtiyaç duyuyorum. Özellikle de Babaolmak.com’a yazacağımda…

Aklımda onlarca konu onlarca fikir uçuşsa da sakince bir köşeye kapanıp da yazmam mümkün olmuyor. Kimi çok kızanlar “öncelikler” diyebilir buna… Haklı da olabilirler…

Bir yandan “blog yazacağına kızıyla vakit geçirse” diyenler çıkabilir. (Çıkmıştır da tarihte) Bununla ilgili olarak tek diyebileceğim “alnını karışlarım” olabilir. (Uzatmayayım bu kısmı) Ama farkında olduğum ve kabul ettiğim bir şey var ki, artık o kadar yoğun ki baba olarak yaşadıklarım (ya da paylaştıklarım-ız diyebilirim) yazıya aktarılması filan mümkün değil. Hele de anlık kaydedilemeyen o kadar çok şey var ki dedim ya, yazmayı bırak, bir kenara kaydetmek mümkün olmuyor. (Belki ilerde bir gün organik bir kayıt cihazı mümkün olur – gözünün gördüğü, kulağının duyduğu kayıt altına alınabilir)
Öte yandan da diğer bir gerçek ve bir itiraf: Eskisi kadar okumuyorum. (Maalesef) Z, annesinin karnındayken okuyup araştırdığımız kadar, ya da ilk aylar hatta yıllarda olduğu kadar kaynak site kurcalamıyorum. (Oh be, bu itiraf rahatlat beni…)

Öte yandan hala çok motiveyim Babaolmak.com’a bir şeyler yazmak konusunda… Bu bir “kusura bakmayın yine çok boşladım yazmayı” yazısı değil hiçbir şekilde… Sadece kendi kendime, durup dururken bir kahvecinin köşesinde bilgisayarımı açıp da yazdığım bir şeyler… Hatta öyle ki; devamı da gelecek gibi… Belki de yazmak, özünde, iyi hissetmekle ilgili…

0 Comments

  1. Benzer yerlerdeyim.. Hem akan hayatı yakalamak, yaşamak, hem de yazma ihtiyacını karşılamak.. Zor dengeler… Seviyorum ben az ve öz olmasını. Yazılanı değerli kılıyor :)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑