Liste yapmış bir yerinden başlamış yazarken sanıyorum ilk sırayı en önemli ve aslında bir termini olduğu için daha da önemli yazılar alabilir. Öyle ya hayatımın sanırım en önemli günü, bir dört temmuz daha geride kaldı. Yedinci dört temmuz bu.
Durup baktığımda her biri diğerinden sadece yirmi dört saat geride gibi geliyor. Her ne kadar şimdilik sadece yedi tane olsalar da sanırım en büyük kaygılarımdan biri bazılarının yavaş yavaş bulanıklaşması. Öte yandan da bu bulanıklaşmayı engellemek için blog yazıyor olduğum gibi bir gerçek de var.
Şöyle bir geriye dönüp baktığımda;
İlk dört temmuz pırıl pırıl ve o kadar net ki. O ilk dört temmuzdan bende kalan en önemli his; kalp çarpıntısı, heyecan, merak, rahatlama. Ama sanırım en yoğun olanı heyecan. Nefes almayı unutturacak cinsten bir heyecan. Yıl 2007
İkinci 4 temmuz, bir şekilde bir kaç fotoğrafla aklımda. Z’nin saçlarının üç dört yerden toplu olduğu sabah erkenden salondaki koltukta çekilmiş fotoğraflar ve tombiş yanaklar. Z’nin ayakkabıları, çok özene bezene yapılmış ilk doğum günü pastası, yeni yeni yürümeye başlaması. Büyük anneannenin evinin bahçesindeki kalabalık kutlama. Fıstığın daha dünyadan haberinin olmayışı. 4 Temmuz 2008
Üçüncünün bir önemi, doğum gününden yaklaşık 2,5 ay sonra askere gidişim olmalı. Bir önceki dört temmuzdaki kalabalık ve gereksiz yorgunluğun aksine Şile’de deniz kenarında bir kamp yeri var bu sefer sadece. Orada komşumuzun köpeğinin de katkılarıyla emziği bıraktın. Bir de doğum gününden hemen önce Selda’nın çektiği dehşet güzel fotoğrafların geliyor aklıma. 4 Temmuz 2009
Dördüncü 4 Temmuz’da babanın omzundan çok büyük bir yük kalkmış… Sen artık kocamansın. Artık gerçekten de insansın, “ne çok büyüdü, ne acayip oldu” dediğimiz bir haldesin. En favori mekanlarından Koşuyolu Kirpi’de aile arasında bir kutlama geliyor gözümün önüne. İki yandan örülü saçların ve beyaz elbisenle 6-7 basamaklık bir merdivenden bıkmadan usanmadan atlayıp duruşun ve her seferinde iki ayağının üzerine düşüşündeki gururu hatırlıyorum. O gün çektiğim bir fotoğrafın aylarca telefonumu elime her aldığımda bana baktı. 4 Temmuz 2010
Beşinci 4 Temmuz, artık iki ayrı evinin olduğu ilk doğum günün. Bir önceki sonbaharda ana okula başladığın için okulda da kutlanan ilk doğum günün. Okulda arkadaşlarının hediye ettiği rengarenk kurdelelerle oynayışın geliyor gözümün önüne. Pek çok kutlamanın yapıldığı bir yıldı. Çeneni yaralamıştın bir kaç gün önce bahçede. İnanılmaz zor bir yılın ardından sen gerçekten de kocamandın. 4 Temmuz 2011’di.
Altıncı seferde bir sürü bir sürü hediye geliyor gözümün önüne İş bankasının lokalinde, Çamlıca’da okul çıkışı anneanneli, baba nneli, dedeli bir kutlama. Mp3 player’ın oldu, içinde pek çok şarkıyla. Gece gökyüzünde senin Rapunzel filmindeki gibi içinde ateş olan bir fener bıraktık hep beraber. 4 Temmuz 2012
Yedincide yani bu sene ise hakim duygu sabırsızlıktı. Artık takvimi, haftayı, ayı, yılı çok iyi biliyorsun. Ada’nın aralıktaki doğum gününden beri de sabırsızlanıyorsun. Aylardır bugünü bekliyorsun ve doğum gününde yapmak istediklerin defalarca değişti. Öyle ki bir ara senin hızına yetişmekte biz zorlanır olduk. Sonunda da yine bir önceki yılki aynı yerde küçük bir grupla ve bir iki arkadaşınla kutladık doğum gününü. Sanırım aylardır doğum gününde giymek üzere planladığın simli tüllü prenses elbisen en ağır basan şey bende. Haftalardır her yerden sim çıkıyor. Okuldaki kutlamada elinde dünyayı temsilen bir yer küre, mumun çevresinde dönerek montessorik bir doğum günü kutlaması ritüelini gerçekleştirirken seni uzaktan fotoğraflayan babana kaçamak gülümsemeler vermeni, çaktırmadan verdiğin pozları ve mutluluğunu saklayacağım sanırım en çok. 4 Temmuz 2013’de altı yaşını bitirdin. Hani derler ya 3-6 yaş çok çok önemli bir dönemdir insan hayatında. İşte o evreyi kapatıyorsun yavaş yavaş. Kocamansın artık gerçekten de.
Mutlu yıllar minik sarı kuşum…
23 Tem 2013 at 02:51
ve ben bu kocaman kızın büyümesine senin kelimelerinle, bazen yolladığın videolarla, kısa İstanbul ziyaretlerimizle ve sizin buraya gelişinizle, ama hep güzel anılarla tanık oluyorum. hiç bıkmadan düzenli olarak baktığımız (son 3 yıldır 3 kişi olarak hem de) fotoğrafları içimizi ısıtıyor.
çok güzel günler görsün Zeynep'imiz.
23 Tem 2013 at 08:25
ve seni kanlı canlı olI arak sadece birkaç kez görmüş olsa da, tüm bu doğumgünlerini ve hatta daha fazlasını yakından takip edenler var Z. :) sağlıkla ve mutlulukla büyü…
23 Tem 2013 at 12:28
ve ben bu kocaman kızın büyümesine senin kelimelerinle, bazen yolladığın videolarla, kısa İstanbul ziyaretlerimizle ve sizin buraya gelişinizle, ama hep güzel anılarla tanık oluyorum. hiç bıkmadan düzenli olarak baktığımız (son 3 yıldır 3 kişi olarak hem de) fotoğrafları içimizi ısıtıyor.
23 Tem 2013 at 17:45
Okurken ağladım beaaa üüff çok güzel bi yazı. Darısı başıma olsun.
– Hey küçük Z çok şanslısın biliyomusun. Bunu bi zamanlar babana çok söylerdim şimdi sana söylüyorum. Resimlediğim bir kitabı imzalıyorum doğum günün adına. Sevgiyle kal e mi