Category: Haberler (page 9 of 12)

Sağda solda rastladığım, basında denk geldiğim haberleri; hadi onları bir yana bıraktım; Babaolmak.com ile ilgili haberleri biraraya topladığımda ortaya çıkan kategori budur işte.

“Baba” Yarın Boğaziçi Üniversitesi’nde…

Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü’nün düzenlediği “PR Professionals 2008” etkinliği kapsamında yarın düzenlenecek olan kapanış günü panelinin konusu “İnternet’in İletişimde Açtığı Mecralar” Panel konuşmacıları arasında Babaolmak.com’un “baba”sı da bulunuyor… Üzerinde konuşmayı planladığı konu ise “Bağımsız internet yayıncılığı ve bloglar” ana başlığı altında “İnternette içeriğin önemi, blogların içerik üretimine katkısı ve nokta atış PR’da açmakta oldukları kanal”

Diğer konuşmacılar şöyle:
-Fügen Toksü (Tühid Yönetim Kurulu Başkan, Toksü& Chase İletişim)
-Can Saraçoğlu (Litespell Genel Müdürü)
Murat Buyurgan (Netpoint Interactive Yönetici Ortağı ve İnteraktif Pazarlama Danışmanı)
-Yurtsan Atakan ( Hürriyet Gazetesi) (Sonuncu konuşmacı neleşti mi emin değilim)

Dinlemek isteyen olursa Panel; 21 Mart Cuma günü, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs İbrahim Bodur Salonu’nda saat 15:30 ‘da…

[Bu arada her ne kadar konuşmayı planladığım konu çok daha genel olsa da sunum hazırlamak yerine Babaolmak.com’la uğraşmayı tercih ettiğimden olsa gerek yarınki konuşma da ağırlıklı olarak Babaolmak.com hakkında olacak gibi görünüyor… :) ]

Hepsi Türkçe 33 Blog: Baba Olmak ilk 10’da!

pcnetBugün akşamüstü, ofiste PCnet’in şubat sayısını elime alıp çıkarayak sayfalarını şöyle bir karıştırırken “Hepsi Türkçe En İyi 33 Blog” başlığı dikkatimi çekti. Yıllardır birçok blog’ta klavye tıkırdatmış biri olarak bloglara hızla göz atarken ilk bir kaç blog isminin beklediğimin aksine hiç ismini duymadığı siteler olması şaşırttı beni. Ama asıl şaşırtan şey ilk 10’da; 6.sırada Babaolmak.com’u görmek oldu. (Sevindim tabi…) Bir solukta okuyuverdim yazıyı. Değerlendirme kriterleri hakkında bilgi olmamasına rağmen, tahminim çok fazla bilinmeyen, “profesyonel blog” anayışından çok “amatör” ve “kişisel” kelimeleriyle tanımlanacak sitelerin listede olduğu. ( Açıkçası yıllardır yerli yabancı bloglar takip ederim listede tek tanıdığım Altı Üstü Tasarım, Devletşah, Murat Buyurgan, Popüler Teknoloji ve Proje Yöneticisi vardı)

Listede ismini ilk kez gördüğüm ama diğerlerinden hemen ayrılan Farmafil‘i konusu ve içerik anlamında katkısı sebebiyle özel olarak beğendim. Annem Mutfakta TV de bir blogdan ziyade video-yemek tarifi sitesi olması ve bu alanda benzer diğer sitelerden farklı bir yaklaşımı olması sebebiyle dikkatimi çekti açıkçası.

İlk 10’un neye göre seçildiğini; diğer 23 taneden farklarını bilmiyorum ama liste şu şekilde:
1- Azpişmiş, 2-Kendini Geliştir, 3-Altı Üstü Tasarım, 4- Farmafil, 5-Eylos, 6-Baba Olmak, 7-Dmry, 8-En iyi reklamlar, 9-Postalar, 10-Annem Mutfakta TV

Diğer siteler de alfabetik olarak şöyle:
Adem Aktepe, Artimetre, Badem Kraker, Binnur’s Turkish Cookbook, Devletşah, Eda Suner, Elma Alt Shift, Gelincikler Gökhan Bağcı, Hakkı Ceylan, H-Yaman, Moda Trenden İn, Murat Buyurgan, Murat Sarıkoca, Ixbir, Popüler Teknoloji, Proje Yöneticisi, Selçuk Hoca, Ümit Kurt, Wolkanca Blog, Yeliz’İn Dünyası, Yemek şenliği, Yüzde 100 Yerli. (Fazlasıyla linkli bir yazı oldu; listeyi tek tek yazmaya herkes üşenmişti; artık listedeki diğer bloglar copy-paste eder kulanırlar ;) )

Uzun lafın kısası, tüm listeyi tek tek gezince, tematik bloglar, ciddi bloglar, internet hakkında bloglar, bunca zaman nasıl ıskalamışım denilebilecek bloglar, hiçbir şey kaçırmamışım denilebilecek bloglar, sık kullanılanlarda hemen yerini alacaklar, feed list’e ekleniverecekler, bir daha mümkünse görmeyeyim denebilecekler var… Tıklayın, kendiniz karar verin…

Dadılık eğitimi aldı Bay Anne oldu kızına bakıyor

( 29 Temmuz 2007, Hürriyet Pazar)

Eşleri çalışırken evde çocuklarına bakan erkeklerin sayısı yurtdışında hayli fazla. Son zamanlarda Türkiye’de kucaklarında bebekleriyle dolaşan erkekleri daha çok görmeye başladık. 17 yıldır reklamcılık ve fotoğrafçılık yapan Sadık İncesu da bu babalardan biri. Eşinin hamile kalmasıyla iş hayatına ara verdi. Dadılık eğitimi aldı.

Evinde oturup çocuğuna bakmaya başladı. Bunun yanı sıra evin temizliği ve mutfağından da sorumluydu. Gün geldi beş çeşit yemek hazırlayıp sofra kurdu. Çevresinden destek aldığı kadar garip tepkiler de geldi. Zamanla arkadaşları ondan uzaklaştı. Ama o her şeye rağmen çocuğunu istediği gibi yetiştirme hayalini gerçekleştirdi.

Sadık İncesu (49) az sayıdaki “Bay Anne” Türk’ten biri. Üç buçuk yıldır evde kızına bakıyor. İşten gelmesini beklediği eşi için yemekler hazırlıyor. Üstelik o birçok kişinin düşündüğünün aksine işsiz olduğu için değil, uzun yıllardır hayalinde olanı gerçekleştirmek için bu yolu seçmiş.

GELECEK ÜÇ YILIMI GÖZDEN GEÇİRDİM, BU KARARI VERDİM

Sadık İncesu’nun en büyük hayali baba olup, çocuğunu yetiştirmekti. Eşiyle çocuk sahibi olmak için artık doğru zamandayız dedikleri sırada, kızları Cansu yola çıkmıştı bile. O güne kadar arkadaşlarına çocuklarını nasıl yetiştirecekleri konusunda bilgiçlik taslayan Sadık Bey için de kolları sıvama zamanıydı. 17 yıldır çalıştığı fotoğrafçılık ve reklamcılık sektöründe işlerin durgunlaşmaya başlaması da karar vermesini hızlandırdı:

“Para daha sonra da kazanılabilir ama bu dönemde onun yanında olmazsanız eksikleri geri getirmeniz çok zor. Gelecek üç yılımı gözden geçirdim ve çocuğumun yanında olup onunla ilgilenmeye karar verdim.”

Tabii kendi çocuğunun getirdiği sorumluluk arkadaşlarına öğüt vermek kadar kolay olmadı. Cansu’nun doğumunu beklerken kendini bebek bakımına hazırlamaya başladı. Kitaplar okudu. İnternet üzerinden araştırmalar yaptı.

Tamamını okumak için lütfen tıklayın! 

Güle Güle Uçak

Amerika’da iç hatlar uçuşu için uçakta olan bir anne ve bir buçuk yaşındaki oğlu, ufaklığın kabinde rahatsızlık yaratması bahanesiyle kalkıştan önce uçaktan indirildi.

Yukardaki spotu okuyunca ne düşünürsünüz? Veledin uçakta yaygarayı kopardığını veya ortalığı birbirine kattığını değil mi? Bunun sonucunda da uçak havaalanından ayrılmak üzereyken geri dönüp anne ve çucuğun aşağıya postalandığını. Oysa olay hiç de öyle gerçekleşmemiş.

11 Saatlik bir gecikmenin ardından yolcular uçağa alınmışlar; yaklaşık 50 kişilik ufak bir uçak, sağlı sollu, ikişerli dizilmiş koltuklar var. (Bizim otobüsler gibi yani) Önlerde bir yerde de Kate Penland ve oğlu Garron oturuyorlar. Garron’da plak takılmış, camdan bakıp “Güle güle uçak” deyip duruyor. Üstelik bunu uçakta konuşmakta olan herhangi bir yetişkinden daha yüksek sesle söylemiyor, bağırmıyor, ağlamıyor… Ve fakat o sırada en önde; uçuşla ilgili güvenlik bilgilerini anlatmakta olan kabin görevlisi (nasıl bir sinir sahibiyse) annenin yanına gidip “bebeğinizi susturmanız lazım” diye çıkışıyor. Annenin, zaten bebeğin uyumak üzere olmasına aldırmayıp, bunun umurunda olmadığını, bebeği daha fazla dinlemek istemediğini söyleyip, uçakta bu tip durumlar için bulunan ilaçla (Baby Benadryl) bebeği uyutmayı öneriyor. Anne ise, kabin görevlisinin daha keyifli bir uçuş yapaması için bebeğine gereksiz yere ilaç verilemeyeceğini söylüyor ve bunun üzerine kabin memurunun anaonsuyla, havalanmak üzere olan uçak havaalanına geri dönüyor; üstelik hava alanı polisine de uçakta bir yolcunun rahatsızlık verdiği uyarısı da iletiliyor.

Sonuç itibariyle çaresiz anne ve bebeği uçaktan indirilip polise tesşim ediliyor. (Ki polis de şaşırıyor duruma; bayana ceza filan kesilmiyor) Uçaktaki diğer yolculardan gördü tanıklığı yapanlar; bebeğin diğer yolcuları rahatsız etmediğini, herhangi bir yolcu kadar sesinin çıktığını belirtmişler. ExpressJet yetkilileri uçuş mürettabatlarının böylesi durumlarda yolcuyu geri indirme yetkilerinin olduğunu söylemelerine karşın  mağdur anne ve oğlunun  böylesi bir muameleyi hak edip etmediği tartışma konusu…

Türkiye’de benzeri bir durum olsa ne olurdu?
– Anne hostese saldırırdı?
– Yolcular arasından mutlaka enneye destek verenler çıkardı…
– Yolcular arasından mutlaka anneye karşı duranlar da çıkardı…
– Ne olursa olsun anne uçaktan indirilmezdi (ki velet bas bas ağlıyo olsa da büyük ihtimalle bu sorun edilmezdi…

Uzatmayayım… Haberin ingilizce orijinali için buyrun tıklayın…

Bir ‘öz baba’nın günlüğü

Radikal, 19 Haziran 2007

Doğduktan sonra annesi tarafından hastanede terk edilip evlatlık verilen 19 yaşındaki spastik engelli Gözde Akkılıç, babasının kendisiyle ilgili yazdığı günlüğü kitaplaştırdı…

Baba İhsan Akkılıç, çocukluğundan itibaren pek çok ameliyat geçiren, 70 gün boyunca felç kalan Gözde’yi ilk aldıkları günden başlayarak, bütün tedavi sürecini, kızının iyileşmesini ve kendi duygularını anlattığı bir günlük tutmuş. Gözde, “Evimizi taşırken babama ait günlüğü buldum. Ben hayatlarına girdikten sonra yazılmaya başlanmıştı. Babam günlüğü 18 yaşıma gelince vereceğini, ancak bulduğum için okumamda sakınca görmediğini söyledi. Yaşadıklarımın kitap olması gerektiği fikri uyandı bende” diye anlatıyor.

Haberin tamamını Radikal’de okuyabilirsiniz…

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑