Category: Haberler (page 5 of 12)

Sağda solda rastladığım, basında denk geldiğim haberleri; hadi onları bir yana bıraktım; Babaolmak.com ile ilgili haberleri biraraya topladığımda ortaya çıkan kategori budur işte.

Blog Ödülleri’nde Sona Doğru

Uzun zaman boyunca (nerdeyse üç hafta) bu konuyla ilgili yazıp veya yazmamayı düşünüp sonunda bir iki satır karalayayım dedim. Türkçe internet yayıncılığına inanan ve ekmeğini bu alanda kazanan biri olarak Türkçe içeriği desteklemek, özellikle içinde bulunduğum sektör göz önüne alındığında, önemli bir görev.

Ay başında “Blog Ödülleri Kayıtlarında Geri Sayım” başlığıyla Blog Ödülleri‘ni duyurmuştum. Sonrasında özellikle herhangi bir duyuru, tanıtım yapmadım. Ne finalistlerin belli olduğunu, ne finalistler arasında Babaolmak.com‘un da olduğunu ne de “Bana oy veriniz sevgili dostlar” türü bir yazıyı kaleme almadım.

Bir çok blog (daha doğrusu blog sahibi) “önemli olan yarışmak değil birinci olmak” tavrında olsa da beni tanıyanlarınız biliyordur; o tavırda değilim. “Önemli olan yarışmak” tavrında da değilim… :) Blog Ödülleri özelinde; yaklaşımım, böylesi genç bir organizasyonun mutlaka desteklenmsi gerektiği yönünde. Bu sektörün içinde olmama, yıllardır değişik konularda blog yazmama rağmen Blog Ödülleri sayesinde onlarca tadından yenmez blog tanıdım. Yanı sıra, zaten tanıdığım, tanıştığım birçok blogun finalistler arasında olduğunu gördüm; hem hoşlandım hem de kendi kendime gurur duydum. (Özellikle de Babaolmak.com’un da finalist olduğu aile kategorisindeki blogların en az yarısını tanıyor olmak, o bloglarla birlikte, birarada olmak çok hoşuma gitti… Bunun adının “yarışmak” olduğunu düşünmüyorum açıkçası)

Yarışmayı kazanmak adına türlü yollara başvuran blogları (özellikle hile hurda içeren yolları kastediyorum, yoksa eşe dosta mailing yapmak, ödül vaad etmek, yarışmaya katılımı arttıracak duyurular yapmak, bannerlar döndürmek filan, yarışma kurallarını ihlal etmiyorlarsa tamamen mübah mücadele yöntemleri) anlamıyor ve gülüp geçiyorum.

Kendi adıma, Blog Ödülleri sayesinde birçok kaliteli blog tanımış olmaktan dolayı çok mutluyum. (Belli alanlarda son derece kalitesiz bulduğum finalistlerin de zaten zaman içinde blog dünyasından silineceğinden eminim) Babaolmak.com’un tüm okuyucularına da nacizane önerim, Blog Ödülleri’nin sitesine gidip kayıt olun ve tüm kategorilerdeki finalistleri gezin. Oy verin veya vermeyin önemli değil ama eminim ki adını sanını duymadığınız ama size çok hitap edecek bloglarla tanışacaksınız.

Bu tanışmayı organize eden Blog Ödülleri‘ne teşekkür eder, bu organizasyonun her sene daha da iyileşeceğinden emin olarak sadece Türk blog dünyası için değil; Türkçe internet yayıncılığı adına büyük bir işe imza atıldığının altını çizmek isterim.

21. Ay Kontrolünün Ardından

Yaklaşık 10 gündür -maalesef- vakit ayırıp da yazamıyor(d)um. Dolayısıyla şimdi bu ayın en önemli konusunu yazmak durumundayım ilk olarak. (Önemli dedikse  kadar da değil yahu) Malum, 18. aydan itibaren üç ayda bir doktor kontrolüne gider olmuştuk. Dolayısıyla Ocak ayından sonraki ilk kontrolümüz bu ayın başındaydı ve heyecanla bekliyorduk. (Niyeyse)

Ay başında randevumuzu alıp doktorumuz Alev Fırat’a yollandık. Keyfimiz zaten yerindeydi. Z’nin herhangi bir doktor korkusu yok (aşılara rağmen) aksine enteresan bir sükunetle geçiriyor doktor kontrollerini. Ki artık eni konu laf dinler, komutlara uyar bir çocuk olduğundan çok da kolay geçiyor muayeneler. Özellikle stetoskopla vücudu dinlenirkenki hali görülmeye değer oluyor. Hafif bir şaşkınlık, hiç hareket etmeden duruşu ve doktorunu seyredişi…

Kilo artmış (hem de fazlaca), boy uzamış, kafa cevresi genişlemiş. Kilo 12,5 olmuş ve yaş – kilo eğrisinde şimdiye kadar bulunduğu kategoriden bir üst kategoriye çıkmış. Boy 86cm ile ciddi şekilde uzamış, kafa çevresi de 49cm. Bu veriler doktorumuzu pek memnun etti. (Ve evet, taşırken kilosu hissediliyor artık) İlk kez boyu yatarak değil ayakta ölçüldü, aynı şekilde ilk kez bebek baskülünde değil de ayakta durarak tartıldığı çocuk baskülüne terfi etti. Bu arada basküle “kaç kilooo” ismini takmıştı. “Kaç Kilooo”ya çıkıp güzel güzel tartıldı.

Bu arada doktorumuzun yanına ilk girdiğinde konuşmasıyla da şaşırttı kendisini. Muayene masasında otururken oradaki oyuncak kamyonlardan birini eline alıp salladıktan sonra birebir şu cümleyi söyledi: “Kamyonun içinde bir şeyler tangır  tungur ediyor” Hep böyle düzgün mü konuşuyor diyen doktorumuz kontrolün sonlarına doğru Z’nin yaklaşık 4 yaşındaki bir çocuk ayarında konuştuğunu, dil gelişiminin çok ilerde olduğunu söyledi. Bunun için özel bir şey yapmamış olsak da ağzımız kulaklarımızın civarına kadar uzadı elbette; koltuklarımız kabardı. :P Doktorumuza Z’nin birkaç hafta önce eşimle aynı anda eve geldiğimizde kızımızın mama sandalyesinde resim yapmaktayken başını yaptığı resimden bir an kaldırıp kurduğu cümleyi de aktardık: “Anne geldi, baba geldi, anneyle baba geldi, anneyle baba birlikte geldiler, hem anne hem de baba geldiiiii…” Yine muayene günü Z, kendi kendine “çünkü” bağlacına kafayı takmış kendi kendine değişik cümlelerde onun pratiğini yapıyordu. Bu aralar dil konusundaki en enteresan şeylerden biri, her gün yeni bağlaç ve benzeri kelimeleri öğrenip gün boyu farklı şekillerde tekrar ederek pekiştirmesi: Hem, daha, çünkü, zaten, bence, belki, galiba bunlardan bazıları.

Yemek konusunda çok ciddi gelişmeler var; artık gece sütünü içmemesi gerektiğini; bir yetişkin gibi akşam yemeğinden sabah kahvaltısına kadar bir şey yemeyecek duruma geldiğini öğrendik. 21.00 civarı yatıp sektirmeden 00.30 – 01.00 civarında süt içmeye alışmış olduğundan o günden beri sütü kesmeye çalışıyoruz. İlk günlerde çok umutluyduk ancak son birkaçgündür inada bindirdi bu konuyu ve sütünü içmeden sakinleşmiyor ve sabaha kadar sürekli olarak uyanıp süt istiyor. Aynı şekilde emzikle uyumaktan da vazgeçirilmesi gerekiyor. Yanı sıra süregiden bir diğer problemimiz de eli tutulmadan uyumuyor oluşu… :)

Bunun dışında artık “zıplayabilmesi” gerektiğini de öğrendik ve gördük ki zıplayamıyor. (Hiç böyle bir şey denemek gelmemişti aklımıza) Doktorun yanından çıktığımızdan beri zaman zaman denemeler yapıyoruz. Her ne kadar ayakları yerden kesilemese de bir haftanın sonunda artık yaylanıyor ve parmak uçlarına yükseliyor. :)

Doktorumuzla son olarak da sosyalleşmesi hakkında konuştuk. Kendi kendini çok rahatlıkla oyalayabilen bir çocuk olsa da artık daha sık arkadaşlarla bir araya gelmedinde fayda var. Önümüz yaz olduğundan bu sosyalleşme ihtiyacını çocuk parkında giderebileceğini sonrasında bir oyun grubu veya arkadaş grubunda evde sosyalleşebileceğinden konuştuk. Bu arada bu otun grupları konusunu da zaman zaman düşünüp araştırıyoruz, bir ara yazacağım.

Bir de Z’yi doktoruna şikayet ettik. (Ben ettim) Aylardır bir kere bile “doktor” ile korkutmadık veya “doktor” hatırlatmasıyla kendisine bir şey yaptırmaya, herhangi bir şeye ikna etmeye çalışmadık Z’yi. ( Doktor Teyze şöyle dedi; böyle dedi, Alev Hanım ne söylemişti… vb gibi.) Ancak doktora gitmeden bir kaç önce tam tersi gerçekleşti ve kendisi bizi ikna için doktorunu kullanmaya başladı. Pencerenin önüne çıkıp, camın önünde aakta durup dışarıya bakmak istedyip de bizden izin alamadığında “Alev çıksın dedi, Alev tırmansın dedi” gibi söylemlerle bizi ikna etme çalışıyor bu aralar. (Evet, korkutuyor bizi bazen)

Kontrolümüz özetle böyleydi. 21. ayı geride bıraktık; bir daha 24.ayda yani ikinci doğum gününde doktorunu göreceğiz (aşı da var)

(Bu arada kontrolden 3-4 gün sonra üşütme ve öksürük şikayetiyle tekrar doktorumuzu ziyaret ettik, yine çok efendi bir şekilde muayene geçirdik; antibiyotiğe gerek kalmadan şuruplarımızı aldık, durumu toparladık)

Blog Ödülleri Kayıtlarında Geri Sayım

bo_bannerİlk kez 2008 yılında düzenlenen Blog Ödülleri‘nde heyecan bu yıl da devam ediyor! 21 Mart’ta başlayan kayıt süreci 5 Nisan’da son bulacak. Dolayısıyla çabuk olmakta fayda var ;) Sadece internet kullanıcılarının vereceği oylar ile, kategorisindeki en iyi bloglar seçilecek. Yarışma, 2 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan Blog Konferansı’nın ardından ödül töreni ile son bulacak.

Türkiye’de sayıları 1.5 milyonu bulan bloglar, güçlü ve sürekli güncellenen içerikleri ile sadece sosyal medyanın değil aynı zamanda interaktif pazarlama iletişiminin de en önemli öğelerinden biri haline geliyor Türk sosyal medyasının gelişimine ve bloglarda sürekli, kaliteli ve özgün içeriklerin artmasına katkıda bulunma amacıyla organize edilen Blog Ödülleri ile Türkiye’de internet sektörünün de ilerlemesine yardımcı olmak hedefleniyor.

Blogödülleri.com
Blog ödülleri Facebook grubu

BlogKüme – Bloglararası Destek şebekesi

blogkumeDikkatli olan sürekli okuyucular fark etmişlerdir belki; Babaolmak.com’un en sağdaki sütununda ufak bir reklam (daha doğrusu destek) alanı var artık. Ticari olmayan bir şebekenin destek amaçlı bannerları.

Blogküme.com, blogların birbirini desteklemesi ve tanıtması ilkesiyle kurgulanmış bir ağ. Ortak bir havuza dahil olan blogların tanıtım banner ve sloganları diğerlerinde yayınlanıyor.

En dikkat çekici unsur, isteyen her blogun elini kolunu sallayarak ağa dahil olamaması. Denetim; onay, moderasyon gibi ağır bir yükü göz önüne alarak başvuran her siteyi inceleyip belli kriterleri tutturan blogları havuza dahil eden bir sistem Blogküme. Bunun amacını ve üyelik kriterlerini de şöyle açıklıyor:

BlogKüme takipçilerine ve üyelerine en kaliteli hizmeti sunmak istemektedir. Dolayısıyla bazı şımarık düşüncelere sahibiz. Buna göre BlogKüme üyesi olarak kabul edeceğimiz bloglardan bazı beklentilerimiz var:

– Öncelikle blog, gerek tasarımı gerekse de içeriğiyle çevresindeki diğer bloglardan farkını ilk görüşte dışa vurabilmeli.
– Blogun konusunun önemli olmadığı gibi, yazarın dilini oldukça iyi kullanabilmesi gerekiyor.Blog sahibi veya sahipleri, bloglamayı para kazanmak veya başka amaçlar için değil her şeyden önce kendileri için yapıyor olmalı.
– BlogKüme hitlerle ilgilenmiyor. BlogKüme kaliteli içeriğin, değerini bilebilecek insanlara ulaştırılmasıyla ilgileniyor. Dolayısıyla hitiniz önemli değil.
– BlogKüme üyeliği demek, bu takımın bir parçası oluyorsunuz demek. Dolayısıyla BlogKüme’ye her türlü desteği daima gösterebilmenizi bekleyeceğiz.
– BlogKüme her şeyden öte bir dayanışma topluluğu, bunun farkında olmanızı isteyeceğiz.

Blogküme.com‘a gidip blogunuzu kaydedebilirsiniz. Yukardaki kriterlerin tamamını tutturduğunu bildiğim bir çok kişi Babaolmak.com’u düzenli okuyor. (Üstelik “aile” diye bir kayegori de mevcut Blogküme’de… Hatırlamakta fayda var: Birlikten kuvvet doğar. ;) Blogunuz yoksa da Blogküme ağındaki farklı konulardaki blogları gezebilir, Türkçe blog dağarcığınızı son derece kaliteli bloglarla genişletebilirsiniz.

Uzun Süreli Emzirmenin Faydaları ve Bir Fotograf Hikayesi

Breastfeeding / Emzirme #4 Bayram değil, seyran değil, nedir bu emzirme muhabbeti bu saatte diyeceksiniz. Zeynep artık uzunca bir süredir anne sütünden ayrılmış durumda. Ancak yabancı bir blog buldum az önce, aslında blogtan da ziyade üniversite çalışmaları kapsamında (Durham Üniversitesi; Çocuk Gelişimi Dersi) hazırlanmış bir sunum. (Sunumdan bazı notlar ve bazı kişisel fikirler de blog olarak yayınlanmış). “The Many Benefits of Extended Breastfeeding” Genel olarak neden 12 aydan daha uzun süre emzirmenin faydalı olduğunu başlıklar altında inceleyen bir yazı. Yabancı kaynak seven okuyucular için hoş bir kaynak olacağını düşündüğümden Babaolmak.com’da bahsedeyim dedim. Bahsettim işte, ilginenle tıklayıp ulaşabilirler yazıya…

Ama; asıl bahsedeceğim o değildi. Asıl bahsetmek istediğim şey, bu yazıya nasıl ulaştığımdı. Az önce Flickr.com hesabım üzerinden başka bir Flickr.com kullanıcısından bir mesaj aldım. (Carolee)  Mesajında Flickr’da yaptığı bir aramayla benim bir fotografımı bulduğunu, çok beğendiğini ve üniversitedeki çalışmasında kullanmak istediğini. Fotografa eklediğim yayın hakları & şartları uyarılarına uygun şekilde gerekenleri yaptığını ve sunuunda ve yazısında fotografın lisans yönergelerinde bahsettiği şekilde davranarak fotograf sahibinden bahsettiğini, sunumuna ve bloguna fotografımı ve kaynakçalar kısmına gerekli açıklamaları koyduğunu ama istersem hemen kaldırabileceğini anlatan bir mesajdı.

Henüz ona cevap vermeden Babaolmak.com’a bunları yazıyorum, ardından da kendisine saygılı tutumu için teşekkür edip fotografı nerede isterse istediği şekilde kullanabileceğini söyleyeceğim. (Yılbaşı civarında yaşadığımız fotograf hakları ve izinsiz kullanım krizini (!) Babaolmak.com’un sürekli takipçileri biliyorlardır ki konuyla şu anda avukatımız ilgileniyor) Dolayısıyla aslında bu işlerin ne kadar kolay olduğunu; iki satır yazıp izin almanın ne medenice ne çağdaş bir yaklaşım olduğunun altını çizmek istiyorum. Çizdim galiba… :)

– İlgili web sitesi: The Many Benefits of Extended Breastfeeding
Fotoğrafın orijinali

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑