Bugün kontrol günü; sabahleyin motosiklet bakıma verildikten sonra öğlende B.’yi 21. Ay kontrolüne götürdük doktoru Fatma (Kırcı) Hanım’a. Fatma Hanım’ın geçen kontrolde de uyardığı gibi artık biraz zorlaşmış durumda kontroller çünkü abi, doktoru da mekanı da tanıyor ve daha kapıda gerilim başlıyor.
Bugün de nerede olduğunu fark eder etmez annesini kucağına sindi ve anneye yapışarak bir nevi yavru koala moduna geçti. Üstünü soymak dahi olay oldu sonrasında. Düşünün ki üstünü soymak bile olay olurken yattığı yerde boyunu ölçmek mümkün oldu mu? Ki ne mutlu ki aşı zamanı değildi de ortalığı inletecek bir gerilim yaşanmadı. Doktorumuzun demesi bu durum yaklaşık 2,5 yaşa kadar sürecek çünkü o civarda artık laf anlamaya başladıklarından gerilse de karşına alıp konuşarak sakinleştirmek mümkün oluyor.
İlk konu bacaklarının arkasındaki isilikimsi tahrişlerdi. Sadece o bölgeye 5 gün günde bir yatmadan önce kortizonlu bir krem uygulanması ile hızla geçeceği yoksa uzun süreceği bilgisi alındı.
Vücudunda belirmeye başlayan benlerin bir sakıncasının olmadığı; aslında onların muhtemelen doğuştan olduğu ama oğluşun vücudu büyüdükçe dikkatimizi çekmeye başladığı konusunda fikir birliğine varıldı. Bu arada anne benli ve çilli, babada da çok fazla olmasa da benler mevcut. Durum normal görünüyor.
Kafasının arkasını birkaç gündür çok fazla kaşımasından kıllanmış olsak da onun da sebebinin sıcak olduğu; gün içinde ara ara serin duşlarla paşanın serinletilmesinin yeterli olacağı ve gerekli rahatı sağlayacağını öğrendik.
Biraz kelime haznesinden konuştuk ki B. her şeyi anlar durumda; tüm isteklerini de kelimelerle aktarabilir durumda. Hatta tek heceyle anlattığı kelimelerde artık iki heceye geçmiş durumda. Burda yazmakla bitmeyecek kadar çok keşime söylemekle kalmıyor; söylenenleri de birebir taklit etmeye çalışıyor. “Adın ne?” kalıbını anlamıyor olsa da henüz adını biliyor, dedesinin “Sen kimsin?” sorusuna yanıt veriyor. Annesini kolundaki origamik turnalardan küçüğünü gösterince ismini söylüyor; fotoğraflarda da kendini bulup ismini söylüyor…
En önemli konulardan emzirmeye gelince doktorumuz iki yaş bitene kadar devam edin dedi. Anne sütünün dört yaşa kadar faydasının olduğunu eklese de iki yaştan sonra ileriye yönelik psikolojik sıkıntıların çıkabileceğini iletti. Deniz de oğluşun emme bağımlılığından artık oldukça sıkılmış durumda ancak üç ay daha idare edilmesi konusunda hemfikir kalındı. Ancak sokak ortasındaki taleplerin net şekilde geri çevrilmesi konusunda da anlaşmaya varıldı. Net olunduğunda yaygaranın da en fazla bir hafta süreceği ve çok uzamayacağını söyledi doktorumuz ama önemli olan net olmak ve taviz vermemek. Hatta aynısını gece emzirmesi için de önerdi ve gece vermeyin dedi. Böylece üç ay sonra emzirmeyi komple bırakmak da daha kolay olacaktır dedi.
Diğer bir çok önemli konu tuvalet eğitimiydi. Yavrunun hazır oluşuna göre 21 ay ile 30 ay civarında başlanabileceğini söyledi Fatma Hanım. Bizim yavru hali hazırda çiş ve kakanın ne olduğunu bilip arada söylediğinden; bazen lazımlığa oturduğundan bizi tuvalette gözlemlediğinden ve o sırada ne yaptığımızı bildiğinden artık çalışmalara resmi olarak başlayabilirmişiz. Klozet adaptörlerini önermedi doktorumuz; ayaklarının yere basması önemli olduğundan lazımlık dedi ve kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinden sonra bezinin çıkartılıp bir süre lazımlıkta oturmasının iyi olacağını; olur da denk gelir de yaparsa alkış ile tebrik edilebileceğinden yapmazsa da hiç renk verilmemesi gerektiğinden bahsetti. Bu üç öğünün dışında da ara ara yine soyulup oturtulabilirmiş.
Genel hatlarıyla bu günkü kontrol böyle geçti. 13 kilo 665 gram paşa. (Park dönüşü niye sırtımın ağrıdığına dair bir sonuç çıkarılabilir buradan) Boy da 89 santim. Bir önceki kontrolün kayıtlarına göre büyük bir atılım var kendisinde. Ayaklar da 24 numarayı zorluyor. Gürbüz bir delikanlı yetişiyor.