(Derya Çoşkundeniz, 21 Kasım 2011, Posta Gazetesi)

Anne babayla büyüyen çocuklar vardır, bir de sadece anneleriyle büyüyen çcouklar vardır. Bir aile ortamında ikizlerimin nasıl büyüdüğünü sizlerle paylaştığım kadar, çevremdeki çocuklu ailelerin de genel hallerini yazıyorum bu satırlardan. Son zamanlarda duyduğum pek çok boşanma olayından sonra aklıma ilk takılan, boşanmanın ardından annelerin çocukları için kurduğu yeni düzen ve adaptasyonları oldu.

Bu arada, belki algıda seçiciliktendir, son zamanlarda en çok, ikiz çocuklu ailelerin boşanma haberlerine denk geldim. İkiz büyütmek zordur ve yalnız bir ikiz annesinin durumu, tahmin edilemeyecek kadar zordur. Hem boşanmanın verdiği stresli durum hem de ikiz çocukların düzenlerini bozmama gayreti, anneyi epey yorar gibi geliyor bana.

Sadece ikiz annelerinin değil, tüm annelerin tek başlarına çocuk yetiştirme telaşlarını, gayretlerini ayakta alkışlamak gerek. Her ne kadar çocuk ya da çocuklar babalarını görse de, hiç bir zaman annenin kurduğu düzen ve ortamı babanın veremediğini düşünürüm hep. (Burada istisnaları yok sayamayız elbette) Kadın, doğası gereği ince eleyip sık dokuyan, binlerce detayı kafasında planlayan ve her türlü olasılığa karşı savunmalar hazırlayan bir tür.

Bir de buna evlat eklenince, kendisinden önce onun rahatını, huzurunu korumak için daha çok çırpınan bir atmaca oluverir adeta. Pek çok Avrupa ülkesinde, bekar annelere devlet maddi yardımda bulunup, çocuk ya da çocukların eğitim masraflarının bir kısmını karşılıyor. Bekar annelerin üzerinde biraz yük kalkıyor böylece. Gönül ister ki bizim ülkemizde de olsun. Bırakın bekar annelere maddi yardımı, kocasından şiddet görüp devletten yardım isteyenlere bile yardım etmekte geriyiz.

Tamamını okumak için lütfen tıklayın…