Dün elime bir mektup geçti… 20 Kasım 2006’da, anne – baba olacağımızı, taze anneannelere, babaannelere (ve dedelere) söylediğimizden 5 gün sonra, sabaha karşı 05.00 sularında yazılmış… Çok bir şey söylemeye gerek yok. (Sadece bana yazılmış olsa da, yazan kişinin -annemin- hoşgörüsüne sığınıp, burada yayınlıyorum…
Benim minik minnacık bebeğim BABA OLACAK. 9 ay taşıyamadığım, ya büyüyünce bir eksiği olursa diye hep heyecanla beklediğim, ilk kucağıma aldığımda Allahım bu bebeğe bakıp büyütecek güç ver bana o büyümeden bana bir şey olmasın diye dualar ettiğim oğlum BABA olacak!
Heyecan değil, sevinç değil, keder hiç değil, merak olabilir bu duygu.
Serçe ayağı gibi küçük eller, ufak ötesi parmaklarla hayata tutunmak için, küçük parmağıma dolanan parmakları, açamadığı gözleri, kuvvet bulup memeyi ememediği ağzına kaşıkla akıttığım mama ile tekrar uykuya dalan, sessiz, ağlamasız oğlum canımın içi “minanem” baba olacak, işte o zaman anlayacak “aman anneee”lerin anneye nasıl geldiğini biraz belki, çünkü benim çocuklarım anne olamayacak baba olmak ise bana göre anneliğin çok azı çook azı. Ama onlar sevgi dolu, becerikli, güzel gönüllü babalar olacaklar eminim.
Her anne gibi bir sürü yanlış ve belki eksik büyüttüğüm, ama hep daha iyisini öğreneyim diye gayret ettiğim, okuduğum sorduğum pek çok şeyi onlar biliyorlar. Eminim, Deniz’in güzeller güzeli bir anne olacağından, Özgür’ün ona hep destek olacağından eminim. Sağlıklı bir bebek önce inşallah. Kız mı erkek mi sorusunun cevabı yok bende. Hep kız bebek isterim diye düşünürdüm ama şimdi hakikaten en önemlisi sağlıklı olması. Acaba kız bebek büyütmek daha mı zor diye de düşünüyorum ara ara.Ufacık bir üzüntüsünde içinin titrediği okulda ilk defa yalnız bıraktığında bir parçanı bir yerlerde bırakmışsın, azalmışsın duygusuna kapıldığın, elini kolunu ne yapacağını bilemez gibi sakar sakar büyürken dudağının üzerinde kararan ilk tüyleri gördüğünde delikanlı oluyor, artık aşk acısı da çekecek diye düşündüğün ama onların hiç birini denetleyememenin, onun canını az acıtması için dua etmekten başka elinden bir şey gelmediğini bilmenin sıkıntılarını o da yaşayacak şimdi.
Oğlunun sesi kalınlaşarak telefonda babası ile karıştırıldığında içten içe sevindiğini gözlerinden okuyacak, kızı olursa gittikçe annesine benziyor ikisiyle birden nasıl baş ederim diye düşünecek belki, allahım oğlum bebeğim minnacık’ım, baba olacak.
Çok iyi bir baba olacak, çok iyi bir koca olduğu gibi. Ve ben ona bakıp ne güzel bir adam bu adam, adam gibi bir adam ve bunda en büyük pay benim derken için için, artık ne güzel bir baba oldu bu, sevgi ve sağlıkla, huzurla birarada olabilsinler her zaman, düşleri olabilsin diye bütün çocuklarıma dualar edip sevgiler yollayacağım. Ve ben babaanne olacağım çaktırmadan.
23 Haz 2007 at 10:02
çok duygulandım… son yıllarda anneanneler ve babannelerin (dedelerin de tabii) beni ağlattığı kadar kimse ağlatamamıştır herhalde :)
28 Haz 2007 at 16:02
bende çok duygulandım…şimdiden, daha yolun çok başından engel olamıyorum bu gibi şeyleri düşünmeye… şimdi minicik, minnacık… sonra kimbilir ne olacak, hayat bize neler gösterecek beraberce… hamilelik yüzünden mi böyle duygusallaştım gerçekten bilemiyorum…
bu arada bende size bir link vermek isterim, buda benim minik güncem :)
http://www.annelergrubu.com/ferda/base.asp?selectedID=5262
21 Kas 2008 at 14:47
anneniz ağlattı beni …umarım sizden hiç ayrılmasın hep çok sevsin böyle sizi.
23 Ara 2009 at 14:30
Merhaba,
Blogunuzun yeni bir takipçisiyim. Baba adayı değilim ama arşivinizi hatim etmek için de yeterli bir sebebim var; anne adayıyım :)
Annenizin mektubu beni derinden etkiledi, ne güsell sözler onlar…
10 Mar 2010 at 09:36
müthiş bir mektup
02 Eyl 2011 at 14:05
Top25 yazisindan geldim bu yaziya. Uyarmana ragmen iki damla gozyasindan fazlasini akittigimi itiraf etmeliyim. Ne guzel yazmis annen. Muthis bir babaanne oldugundan eminim.