Month: Aralık 2008 (page 1 of 3)

Açık Bir Suç Duyurusu

ss_messenger3Az önce bir arkadaşımdan gelen bir mesajla tanık olduğum durum şu; ülkemizin en büyük medya gruplarından olan bir grubun web siteleri network’ündeki bir seri ilan sitesi MSN Messenger’a verdiği TAB reklamda görsel olarak bir bebek resmi kullanıyor. Kırmızı noel kıyafetleri içindeki bebek çok tanıdık… Çünkü benim kızım… Fotograf çok tanıdık çünkü ben çektim ve gerek Flickr portfolyamda (haklarının korunduğu belirtilerek) gerekse Babaolmak.com’da mevcut söz konusu fotograf. (Sağ sütundaki kırmızı noel şapkalı fotograf)

Ülkemizde en büyük medya kuruluşlarının bile ne telif haklarına ne kişisel gizlilik (hadi gizlilik demeyelim) veya daha doğrusu kişisel haklara en ufak bir saygısının  olmadığını göstermektedir bu durum.

Bunu yapanlarla mahkemelik olmaya değer mi? Olsak ne yazar? Bu işin hakkı hukuku var mıdır? şu anda orada reklam olan fotograf 30 saniye sonra kaldırılamaz mı?

– Hadi bu işi yapan tasarımcının umurunda değil telif ve kişilik hakları
– İlanı veren kurum küçük bir kurum değil, yok mi bir prosedürleri, bu konuda özenleri
– Hadi onu da geçtim TAB ilanı yayınlayan yer MSN gibi Microsoft gibi bir dev; hiçbirinin olmasa onların sözleşmesinde yayınlanan görsellerin izinli olması gerektiğine dair bir madde mutlaka vardır diye düşünüyorum.

Karşı tarafta ise yargıya başvursa bile bir arpa boyu yol gidemeyeceğini bilen tekil kişinin çaresizliği var; “gitse ne olacak, aman boşver yahu” zihniyetinde bir ülkede elinin kolunun sırf bu sebeple, bu tanımsızlıkla bağlı olması çok can sıkıcı değil mi?

Milliyet’e ait olan seri ilan sitesi arakibulaki.com’u yargıya filan değil, bizzat buradan herkese şikayet ediyorum.

Bebek İhtiyaç Listesi – Revize Edilmiş Versiyon

Gecenin bu saatinde revize edilmiş bir bebek ihtiyaç listesi yayınlamamın bir sebebi var… (Hayır, kızımıza kardeş gelmiyor – şimdilik) Baş konuk yazarımızdan – evimizin annesinden -  revize edilmiş bebek ihtiyaç listesi tam şu anda posta kutuma düştü. Listenin neden revizyon gerektirdiğini ve düşüncelerini kendisi yazmış zaten, bana kalan eski listeye -ki Mayıs 2007 tarihli- link koymak ve yeni listeyle ilgili yazılanları ve listenin kendisini aşağıya koyuvermek:

Eveeet,
Kac günlerdır güüncellemiş olmama rağmen göndermeyi beceremediğim Bebek İhtiyac Listesi’ni sonunda gönderiyorum. Nisan ayında doğacak bebekleri için şimdiden hazırlıklara başlayan arkadaşlarımız Kubı ve Su, bir zamanlar Zeynep doğmadan önce hazırlamış olduğumuz listeyi inceleyerek ve çok para kazanmaları gerektiği yorumunu yapınca listeyi tekrar gözden geçireyim dedim.

şu anda olaylara, bir çocuğum olmasına, onun bakımı ve ihtiyaçlarının giderilmesi ile ilgili yaklaşımlarıma bakınca yaşamış olduğum değişim beni gerçekten şaşırttı. Zamanın ve tecrübenin bunları ne kadar etkilediğinin ayırdına kısacık bir liste sayesinde varmak da ayrıca ilginç oldu.

Çok uzatmayayım, liste bu linkte bakar fikir alırsınız ya da artık fikir verecek durumdaysanız siz de yorumlarınızı yazarsınız.

Bu arada Kubi’ye geçen gün sözlü olarak da bildirim yaptım bir takım faydalı demirbaşlar dışında bu sadece bir başlangıç :) Çok çalışmak lazım çooook.

Revize edilmiş Bebek İhtiyaç Listesi için BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ

Evimdeki Yuva

Araya bayramın ve bir sürü günlük işin, mesainin ve yan işlerin, ek işlerin girmesiyle ister istemez listede en sona bırakılan Babaolmak.com oldu. Böyle olunca da bir sürü şey birikti yazacak. Bu arada WordPress 2.7’ye yükselttim blog altyapımız, uzun zamandır WordPress ekibinin yaptığı en kapsamlı ve radikal tasarım değişikliğini tecrübe etmekteyim bir süredir, tavsiye ederim. Yorum altyapımı da değiştirmiş olduğumdan artık yeni yorumlar maille gelmiyor bana. (Bir türlü becerememiş olmaktan musdaribim) o yüzden hemen ceva veremediğim gibi hemen onaylayıp sitede yayına da alamıyorum – özellikle de yoğun olduğum zamanlar. Neyse uzatmadan konuya geleyim:

Kızımızın 2 yaşa yaklaşmasıyla birlikte (ve ardından da 3 yaşa yaklaşacak doğa kanunları gereği) “yuvaya vermeyi düşünmüyor musunuz?” “sosyalleşmesi için bu aralar bilmem nereye götürmüyor musunuz?” benzeri soruları daha sık suymaya başladık.

Öncelikle yuva için şimdilik erken olduğunu düşündüğümüzden bakıcı teyzesiyle bir süre daha devam edecek günlük hayatına. Başka çocuklarla, akranlarıyla kaynaşması için ise şu anda haftada 1-2 veya farklı bir frekansta bir merkeze, jimnastik salonuna, yuvaya veya benzeri bir yere gitmesi gerektiğini düşünmüyoruz. Aynı faydanın 2-3 arkadaşıyla aynı zanda zaman zaman vakit geçirerek sağlanabileceğine inanıyoruz. Yaşıt arkadaşlarının sayısı 3-4 civarında. Bu arkadaşlarıyla haftada 1-2 defa tek tek veya toplu halde görüşse zaten son derece sağlıklı bir sosyalleşme içine girecektir. (İhtiyacı olduğu konusuna kesinlikle katılıyoruz yani aslında..) şimdilik bunun için özel bir yere gitmeyi gerekli görmüyoruz. (Bu arada gidenleri kınadığımız veya anlamadığımız sonucu da çıkarılmamalı bu yazdıklarımdan… Aman…) (Ki bu arada “yavruyu 1-2 saat e olsa bir yere bırakayım, kendime azcık zaman ayırayım, dinleneyim” türü bir ihtiyaç da söz konusu olabilir kimi çalışmayan anneler-babalar için; bizim durumumuzda her ikimiz de çalıştığımız için evde olduğumuz vakirleri mümkün olduğunca arttırıp, birlikte vakit geçirmeye çalışıyoruz zaten)

Tam da bu konularla ilgili bir şeyler yazmayı düşünürken bir tanıdığım vasıtasıyla bir grup uzman tarafından başlatılan bir girişimle ilgili bazı bilgiler ve web sietesi linki ulaştı elime: Evimdeki Yuva

Az  önce bahsettiğim sosyalleşme ihtiyacını biz uzman gözetiminde ve yönlendirmesiyle evde sağlamaya yönelik bir fikir. Benzerini daha önce duymadığım için ilgili çekti. Sitelerinde oldukça fazla bilgi var. Neden gerek duyulduğu, ne gibi faydalar sağlayacağı, bir takım bilimsel bulgular ve  bilgilerle birlikte oldukça doyurucu bir site. İletişim bilgileri sitede mevcut, dolayısıyla telefonda ve yüzyüze detaylı bilgi alınabilir. Ben bir kısa kes yapıştır yapayım buraya ama detaylı bilgi almak için üienmeyin, tıklayın konuyu yerinde inceleyin…

0-3 yaş arası çocukların kendi odasında, çocuk gelişimi eğitimi almış uzman ile beraber oyun içinde eğitim alma hizmetidir. Bu eğitim  “Doğru Oyun” programı ile desteklenir.
Programın günleri ve saatleri aileler ile beraber kararlaştırılır. Burada en önemli etken çocuğun yaşıdır. Çocuklarımızın erken yaşta sosyalleşmeye adım atması paylaşımı öğrenmesi, kendinden başka çocukların ve ailelerin varlığını farkına varması, farklı  evler ve çocuk odaları görmesi, arkadaşlarında olan değişik oyuncaklarla oynama şansı yakalayabilmesi ve bir grup içersinde yer alabilmesi gibi sayabileceğimiz bir sürü olumlu duyguları yaşamaları için çocuklarımızın kendi yaşlarına yakın en az 2  en fazla 5 çocuktan oluşan gruba biz uzman arkadaşlar geliyoruz ve “Doğru Oyun” programı ile onların  duygusal ve bilişsel gelişimlerine katkıda bulunuyoruz.
Grup içinde bulunan çocukların evleri her hafta sıra ile değişir. Böylece her çocuk  aynı duyguları  (ev sahipliği, oyuncak paylaşımı) gibi  kısa aralıklarla yaşar.

İyi bir baba olabilmek

Hergün olmasa da haftada birkaç defa uğrayıp yazılarına bir göz attığım Savaş şakar’ın blogunda “İyi bir baba olabilmek” yazısına rastladım bugün. Tam olarak bir “baba olmak” yazısı… Dolayısıyla büyük bir hızla Babaolmak.com’a taşıdım

Eğer baba olmuşsanız ya da olacaksanız aklınıza şu soru ergeç takılacak: Ben çocuğum için nasıl bir fark yaratacağım?

2006 yılındada kızım Zeynep Eylül dünyaya gelmeden önce hem benim hem de eşimin kafasında onun için nasıl farklar yaratabileceğimizi konusunda fikirler uçuşuyordu.

İlk farklılığı bir espiri ile ben yaptım: Zeynep Eylül için bir email hesabı açtım ve bizi hastahanede ziyarete gelen ya da arayan herkese onun ağzından teşekkür mesajı ile fotoğraflarını gönderdim. Hatta eğer sizlerin de ona bir mesajınız varsa zeynepeylul@gmail.com ‘a gönderebilirsiniz. (Bu yazımda bu tipteki zihni sinir yaratıcılıklardan bahsetmeyeceğim, lütfen yanlış anlaşılmasın)

Diğer yaptığım ise şu oldu: Bir zeytinklik aldım ve tamamen elden geçirdim. Burada kayınpederimin ve onun komşularının çok yardımı oldu. Çeşitli ağaçlarla beraber toplam 370 ağaçlık 10 dönümlük bir yer yaptık. Artık kızımın kendisiyle yaşıt bir “ormanı” var. Hatta zeytinlerden gelecek üç beş kuruş onun üniversite yaşına kadar bakada birikecek ve okul parasını çıkaracak. Sonrasında 370 abisi hem ona, eğer onlara bakarsa çocuklarına ve hatta torunlarına bile harçlık vermeye deva medecekler. Hem ben yapılaşmadan 10 dönüm kurtardım hem kızımın ormanı oldu.

Öte yandan bir BABA nasıl fark yaratabilirdi? Bazı konularda kendime söz verdim ve bugün Zeynep 2 yaşına geldiğinde bunları yapmanın ne kadar doğru olduğuna bir kez daha inandım. Sizlerde aşağıdaki prensipleri bir köşenize asın ve kulağınıza küpe edin…

Yazının tamamını okumak için Savaş şakar’ın sitesine gidebilirsiniz (hatta gidiniz; yazı asıl burdan sonra… )

17 Ay

Bugün itibariyle kızımız 17 aylık oldu ve ben de ne kadar uzun zamandır ay ay bebek / çocuk gelişimine dair bir şeyler yazmadığımı fark ettim. Fark ettiğim sadece bu değil, iş güç ve koşturmacadan uzun zamandır ay ay gelişim yazıları okumadığımı, onun yerine küçük hanımla vakit geçirip onu gözlemlemeyi tercih ettiğimi fark ettim…

Peki ortalama bir insan yavrusu; 17 aylıkken ne durumda oluyormuş?

– Derdini anlatması iyice kolaylaşıyor, 2-3 kelimeyi aret arda sıralayabiliyor. (Aynen öyle, bizim böcek 4 kelimeli cümleler filan kuruyor bu aralar, karşısında onu biraz yönlendirecek
kelimeleri hatırlatacak biri olduğunda daha uzun muhabbet bile edebiliyor)
– Giyinemese de (çünkü o daha zor) soyunabilirmiş. Ki doğru, çekiştirerek üstündekileri çıkartır gibi oluyor Z. Yelek gibi kolay parçalarda tabi daha rahat
– Çok verimli olmasa da dişlerini fırçalayabilirmiş. (Bu da aynen gerçekleşiyor. Banyoda ayanın önünde bizden birini gördüğünde hemen fırçasını istiyor)
– Eşyaları renk, şekil ve türüne göre ayırabilecek kıvamdaymış artık, dolayısıyla bu becerisini körükleyecek oyuncaklar tercih edilebilir bu aralar. (Her tarafında farklı şekillerde delikler olan bir küpü var, her şekil sadece tek bir delikten içeri atılabiliyor. Bir kaç ay önce pek ilgi çekici olmamıştı ve dolaşımdan bir süreliğine kaldırmıştık,sanırım artık tekrar ortaya çıkma zamanı geldi)

Bu arada, bu aralar bir şeylr karalamayaü çiziktirmeye de pek meraklıyız. Yıkanabilir, ağza sokulabilir keçeli kalemleri var. Sadece bizi kontrolümüzde veya mama sandalyesind otururken eline veriliyor ve kağıt kalemle ilk tecrübelerini yaşıyor. İsmini yazdırmaktan ve güneş, ay, çiçek gibi şekiller çizdirmekten de büyük keyif alıyor…

17ayın bu kadar çabucak geçeceğini söyleseler inanmazdım… Oluyor ama…

Older posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑