Her ne kadar biz uzun süre kabul etmemiş olsak da kızımız kilo almıyor yahu! (Paniğe gerek yok, artık alıyor) Ama bakın neler oldu…
Daha önce de yazmıştım, hastaneden çıkış kilosu ilk beş günde gayet güzel artınca 17.gün gittiğimiz ilk doktor kontrolümüze kadar son derece rahat anne-babayı oynayarak, geceleriş mışıl mışıl uyuyan veledimizi uyandırmadığımızdan (Hastanedeki doktorun demesiyle) kızımız ilk doktor kontrolünde oldukça zayıf çıkmıştı. (Sağlıklı ve zayıf diyelim) Ondan sonraki haftalarda haftada bir tartı kontolllerinde ise kilo alsa da normal aralık içinde ama ortalamanın çok altındaydı) Doğumu yaptıran doktorumuz kızıızn inceliğinden, hareketliliğinden ve güçlü kaslarından çok memnun kalıp “unique” bir bebeğiniz var… Süper.. Vallahi süper… gibi yorumlar yapıp “Öyle çok kilolu güzel olmuyor zaten, hantallaşıyorlar, böyle “gayet fit” bence çok iyi” gibi yorumlar yapmış olsa da çocuk doktorumuz buna pek tahammül etmedi, edemedi. (Diğer doktora değil, zayıflık haline)
Bir önceki hafta, anne sütünün yanı sıra günde bir sefer de mama vermeye başladık biz de. Nutricia’dan “Nutrilon 1” Gayet keyifli de oldu benim açımdan, çünkü günlük bir sefer olan mama töreni haliyle “Baba”nın olacaktı. Öyle de oldu… Dolayısıyla kızımız her seferinde annesinin suratını (daha çok alnını ve saçlarını) izlerken artık babasının alnını ve saçlarını da izleyebilecekti.
Günde bir öğün de olsa mamanın en önemli etkisi kızımızın ultra primasından yayılan inanılmaz koku oldu. (Gerçeklerle tanıştık böylece) Bu kadar sevimli, güzel, hadi bunları geçtim, bu kadar ufak tefek bir organizmadan böylesi bir kokunun çıkması, böyle bir yaratığın bir kadının içinde büyüyüp dışarı çıkmasına benzer bir mucize sanıyorum…Â :) (Ama kesinlikle alışılıyor, hatta hoşunuza bile gidiyor)
Ve fakat gel gör ki bir haftanın sonunda kızımız hala istendiği miktarda kilo alamamıştı. Hepi topu 100gr artmıştı. (Milletin bebeği 4 kilo, 5 kilo doğuyor, bizim böcek 6 hafta sonunda ittire ittire 3,5 kilo oldu) (Bu kadar rahat ve keyifli anlattığıma bakmayın, ilk anda -özellikle annede- ciddi bir depresyon ve moral bozukluğu sebebi tüm bunlar ki aslında ayrıca detaylı olarak yazılmalı.) Bu kilo almama durumu sonunda doktorumuz zaten duruma el koyup “Yettini ülen, anne sütü de anne sütü diye tutturdunuz, çabaladınız ettiniz, sesimizi çıkarmadık ama bizim de bi sabrımız var, başlarım sizin “Nolur anne sütü verelim” takıntınızdan” diyerek (Tam olarak bu kelimeleri kullanmasa da) Her öğün mama verilmesini rica etti. (Tam olarak rica sayılmaz) Son durumda her öğün 15 dakika sağ 15 dakika sol meme ardından 90ml mama. (90ml mama dediğime bakmayın, 90ml suya mama; 90 su + 3 ölçek mama 105ml civarı yapıyor) Mamanın tamamını zorlamıyoruz elbet içtiği kadarını içsin dendi. Dolayısıyla bazı öğünlerde ciddi miktarda anne sütü çekiştiren kızımzı anne sütü sonrası 30-90ml kadar mama indiriyor mideye… Bakalım bu haftanın sonunda göreceğiz ne kadar şiştiğini. (Bana kalırsa yavaşyan gıdısı çıkmaya, kollar ve bacaklar dolmaya başladı)
Bu esnada buzlukta yedeklediğimiz anne sütlerinden de veriyoruz bazı öğünlerde, o öğünlerde annemiz de süt sağıyor. Sağma sonucu hem süt artıyor hem de stoktaki sütleri “tzelemiş” oluyoruz. Azalan (veya azaldığı düşünülen) anne sütünün arttırılması için bir takım yöntemler de bir dahaki sefere artık. ;)Â