Çocuklarda Kulak Ağrısı – Orta Kulak İltihabı

Salı sabahı; 06.00 suları, ben uykuda, eşim bilgisayar başında çalışırken kızımızın ağlamasıyla fırladık. Daha doğrusu galiba eşim fırladı… (Benim gözlerim açılmıyordu bile tam olarak, 03.00 sularında bilgisayar başından kalkıp yatmıştım – Karı koca mutlaka birimizin iş başında olmamız lazım, bildiğin bir nevi nöbet)

Z. geri uyumuyordu. Annesi benim yanıma getirmişti ve aramıza almıştık. Normalde sabah bu saatlerde uyandığında yanımıza geliyor ve ayaklarını benim bacaklarımın arasına yerleştiriyor; sarılıp uyumamıza devam ediyoruz. Bu sefer öyle olmadı. Bir süre sonra kulağının ağrıdığını söyleyebildi. Sanıyorum ağrı azalıp artıyordu o da aynı oranda sesli ağlamaya devam ediyordu.

Saat 7’ye gelirken Kadıköy Şifa’nın Ataşehir Hastanesi’ni arayıp daha önceden de ismini ve methini duyduğumuz Kulak Burun Boğaz doktoru (Hakan Bey)için randevu aldık. İlk randevu 8.45’ti, biz 09.00’dık. Teşekkür ettik, yatağımıza döndük. (Ki aslında hiç kalkmamıştık)

Derken Z. yine ağlamaya başladı. Ne yatakta, ne kucakta, herhangi bir şekilde sakinleşmeyince gidelim dedik; onlar anneyle çıktılar dışarı ben de ufak bir çanta hazırlayıp bir iki oyuncak alıp çıktım.

Kadıköy Şifa’nın aciline vardığımızda 07.30 civarıydı, acildeki çocuk doktoru çıkmıştı. Z.yi sakinleştirmeye çalışarak turalamaya başladık hastane cevresinde. (Hastaneye gelene kadar 2-3 Ataşehir turu atmıştık zaten) Sakinleşmeyince hemen karşıdaki Acıbadem Hastanesi’ne gittim ben. Onların acilinde de çocuk doktoru çıkmıştı ama onlarda ilk randevu 08.00 olduğu için çocuk doktoru gelmek üzereydi. Onu bekledik VE 8’de yanındaydık ama yanına girmemizle birlikte zaten ağlayan Z iyice tonunu yükseltti. Tonunu yükseltmek ne kelime “istemiyorum” “yaklaşma bana” “dokunma” türevi bağırmaya ve tepinmeye başladı. (İlk kez şahit olduk üç senedir bu hale)

Acıbadem’deki doktor Pınar Hanım, ancak tek kulağına bakmayaı becerebildi annesinin kucağında ben başını tutmaya çalışırken ki zaten o sırada herkes pes etti. Annemiz çoktan ağlamaya başlamıştı, ikisi ağlayarak odadan çıktıklarından bana da çamtamızı toplayıp sessizce dışarı çıkmak düştü. Hastaneden çıkarken bankodaki görevli bayan doktor hanımın kulak buruna gitmemizi önerdiğini iletti.

Döndük başladığımız yere, Kadıköy Şifa’nın acilindeki bekleme koltuklarına; hala 45 dakika var; Z. durup durup ağlıyor… Bir şekilde 15-20 dakika oyalandık orada. (O arada ben cep telefonundan “çocuklarda kulak ağrısı” aramasıyla oldukça bilgi edindim) O sırada servisler geldi, insanlara baktık, sohbet ettik, konuyu dağıttık, Z’yi sakinleştirmeye çalıştık derken acildeki bankoda görevli bayanın önerisiyle hastanenin 1. katına yani çocuk katına çıktık. Duvarlarda resimler, odalarda oyuncaklar derken daha kolay oyalanmaya başladık. Z de sakinleşti biraz, ha gayret derken bir odadan bir oyuncak bebek bulduk… Onun da kulağı ağrıyormuş (Tesadüf işte) ve Z., bebeği doktora göstermeye ikna oldu. Çantamızdan çıkan fok kulağımıza yolu tarif etti de ikinci kattaki Kulak Burun Boğaz doktoru Hakan Bey’in odasını bulabildik. “Biz kızımızın bebeğini muayeneye getirdik” deyince doktor bey de hemen o zaman annemiz şu koltuğa, Z. kucağına bebeği de onun kucağına otursun” diyerek açtığımız yoldan ilerledi…

Zaten kulak burun ve boğaza artık ucunda kamera ve ışık olan bir hortumcukla bakıldığından bahsedip, hemen bizimkilerin karşısına bir ekran açtı; kamerayı oyuncak bebeğin yüzüne tutarak ekranda bebeğin çıkmasını sağladı ve Z’nin ilgisini çekti. Sonra da Z’nin son derece ilgili bakışları altında kamerayı gerçekten de bebeğin bir kulağına soktu. Hemen ardından şimdi sıra sende deyip Z’Nin kulağına inanılmaz bir çabuklukla soktu “işte burada bakın kızarıklık” deyip geri çekti; ardından bebeğin diğer kulağına; sonra Z’Nin diğer kulağına sokup: “Aslında diğer kulak da böyle olmalıydı” dedi. Sonra arka arkaya bebeğin burnu, bizimkinin burnu, bebeğin boğazı ve bizimkinin boğazı geldi… İnanılmaz bir hızla operasyon tamamdı. Böylece “bu kadar uslu olduğun için artık şuradak kocaman kavanozdan istediğin şekerleri alabilirsin” konumuna gelinmişti. (Biz de engellemeye çalışmadık artık, topitop’ları kaptı küçük hanım…)

Olay çok net şekilde orta kulak iltihabıydı. Son günlerde ateş olup olmadığı sorulduğunda iki gün önce, sabaha karşı yaşadığımız saatleri anlattık. Cumartesiyi Pazar’a bağlayan gece 3 sularında Z; “üşüyorum” diye uyandı, yanımıza aldığımızda titriyordu… Sarılıp ısıttığımızda bu sefer de ateşi çıkmaya başladı, 39’lara kadar vardı… Derken uyuyakaldı… Sabahla birlikte ateşi düştü, herşey normale döndü…

Doktor da “tamam işte” dedi. Üst solunum yollarından kaynaklı bir üşütme, ateş, boğazdaki mikrobun ve iltihabi durumun kulağa ulaşması iki gün alıyor dedi. Teşhis orta kulak iltihabı, “endişelenecek hiçbir şey yok ama antibiyotik kullanılacak. Ağrı kesici şuruba da başlanmasıyla hemen sıkıntılar son bulacak” diye de ekledi. Agumentin Şurup, Sudafed Şurup, İbufen ağrı kesici şurup, burun için pediatrik okyanus suyu… Agumentin 12 saatte bir bitene kadar 8-9 gün kullanılacak… Sudafed günde üç öğün 5 gün, İbufen ilk 1-2 gün ağrısı geçene kadar…

Z. kulaklarına bakılmasına müsaade ettiğinde zaten karı koca rahatlamıştık, doktor beyin yanından çok daha rahat ayrıldık. Tarzı da rahatlığı ve Z ile iletişimi de çok hoşumuza gitmişti. Z, çocuk katından aldığı bebeği, daha iyi bakılıp daha kolay iyileşeceğine inanması sebebiyle hastanede bırakmaya çok kolay ikna oldu, Z’nin kendi doktoru Alev Hanım’la da telefonlaşılıp ilaçlar alındı, Z. sonunda şortunu giydi. (Tüm bu süre boyunca külotla dolaşmak konusunda ısrarcıydı) Beyaz Fırın’da hızlı bir kahvaltının ardından şuruplarını içti ve eve vardığımızda hiçbir şey olmamış gibiydi; bakıcısına “benim kulağım çok ağrıdı ve tıkandı ama şimdi şuruplarımı içtim, iyileştim” diye şakımaya başlamıştı bile.

Böylece ilk kulak ağrımızı, orta kulak iltihabımızı yaşayıp ilk kulak burun muayenemizi gerçekleştirmiş olduk.

0 Comments

  1. Altuğ Gürkaynak

    02 Tem 2010 at 08:13

    Geçmiş olsun.

    Yazdığınız tüyolar çok güzel de keşke tüm doktorlar bu kadar hassas olabilse. "Tutun çocuğu bakmam lazım hööyt" tarzında çok doktor var.

    Oyuncağın da kulak-boğazına bakılması fikrine bayıldım :)

  2. şurubu nasıl içirdiniz?bence bu kısım daha zor:)

  3. Erdem UZUNOĞLU

    13 Tem 2010 at 15:32

    Kulak ağrısından emin olmasanız da yapabileceğiniz bir "rescue manevrası" anlatmak isterim haddime düşmeyerek… Ilıştırılmış gliserini ağrıyan kulağın içine doğrudan damlatabilirsiniz. Mesela sol kulak ağrıyorsa sağına yatırıp sıvı gliserinden 2-3 damla damlatın. Peki gliserin nasıl ısıtılır? Sıvı gliserin şişesi 7-8 cm boyunda minik bir şişedir. Sıcak su dolu bir kase içine şişeyi oturtun Birkaç dk içinde ısınan gliserini önce el bileğinize damlatıp sıcaklığını kontrol edin ve sonra kulağa damlatın. Eğer ağrı varsa dakikalar içinde rahatlama başlar. Doktora ulaşana kadar sık sık tekrarlanabilir. Ama ağrı yoksa kulağına sadece gliserin damlatmış olursunuz, ama zara vermezsiniz. (Kaynak Prof Dr Mehmet ADA'nın Cerrahğaşa Tıp Fak, Çocuk Dr için veridği Çocuk KBB Hastalıkları semineri)

  4. gecmis olsun…
    bizde gecen hafta feci saatler yasadik. allah isiniz bilen doktorlarla karsilastirsin. tabii once hastalik vermesin. ama cocuk bunlar boyle buyuyecekler.
    biz doktorun yanlis teshisi sonucu kabus gibi 3 gun gecirdik. cok sukur ki tedaviye baslamamisti.

  5. Gece yarisi super bir tavsiye! Cok tesekkurler..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑