Geçenlerde üzerinde etraflıca düşünülmeyi hak eden bir soruyla karşılaştım: “Acaba babalar, anne yakındayken daha mı rahat ve umursamaz oluyor?”
Continue reading
Geçenlerde üzerinde etraflıca düşünülmeyi hak eden bir soruyla karşılaştım: “Acaba babalar, anne yakındayken daha mı rahat ve umursamaz oluyor?”
Continue reading
Arkadaş ne zor işmiş bu “en sevdiğin şarkı” meselesi… Uzun uzun elemlerden sonra bile yüzlerce en sevdiğim şarkı çıkıyor. dolayısıyla ne sevdiğim şarkının sözlerine göre bir şeyler yamam mümkün olamıyor. Ne yapsam olmadı. Öte yandan daha bir kaç gün önce Z ile birlikte dinlediğimiz şarkılar listesine dair yazmıştım bir kaç satır. Bu yazıyla da ilgili şarkı sözlerinden yola çıkarak bir şeyler kurguladım ama aklımdakiler bile son 3-4 saatte yeni şarkılar hatırladıkça taklalar atıp durdu…
Continue reading
En sevdiğim mevsim mi? Çok klişe ama ilkbahar sanırım. Ne oldu? 4 Temmuz sebebiyle yaz dememi mi bekliyordunuz? Yok yok baharı seviyorum. Sonbahar biraz daha fazla hüzün çağrıştırdığından baharlardan ilkbaharı seçiyorum. Yoksa ikisini de seviyorum. Ne sıcak, ne soğuk, uzlaşmacı aylar bahar ayları. Benim gibi. Uzlaşmacı… Ve kızımın da pek çok zaman olduğu gibi: Uzlaşmacı…
Continue reading
Ben rüya görmem. Daha doğrusu elbette görürüm de; uyanınca hatırlamam. En kanlı canlı olanı bile mahmurken hatırlasam da uykum biraz açılınca hatırlamaz olurum. (Oysa Z., uykusunda güler, hatta konuşur bile bazen…) (Daha da ilginci uykusunda esner ki bu beni çok eğlendiriyor; neyse.) Kabus da pek sık görmem; gördüğümde de bir an uyanır, yatağımda olduğumu, daha kalkma saatinin de gelmediğini anlayıp rahatladığımda hemen gerisingeri uykuya dalarım. Kabusları da hatırlamam. Uykusundan çığlık çığlığa, bağırarak uyunanlar beni çok şaşırtmıştır. (Çok fazla öyle tanıdığım da yok; tamamen atıyorum, tek bir tane filan)
Continue reading
Yine canı sıkılıyordu… Zaten nerdeyse her gün tüm gün evde yalnız oturuyordu… Bir yanıyla keyifliydi de; bütün gün istediğini yapıp istediği gibi özgürce -buna özgürlük denebilirse tabii- vakit geçiriyordu evde. Oradan kalkıp oraya, oradan kalkıp diğer tarafa yatıp; istediği koltuğa devrilip duruyordu. Evde yiyecek bir şeyler hep oluyordu. Hep aynı şeyi yemeye aldırmadığından olsa gerek keyfi oldukça yerindeydi; hatta biraz kilo bile almıştı.
Continue reading
© 2024 Baba Olmak
Theme by Anders Noren — Up ↑