Category: Yazılar (page 16 of 17)

Yutkunamamak…

Yaklaşık iki hafta önce, kızımdan tam da yeni ayrılıp 10 günlük bir seyahate çıktığımda posta kutumda bir yazı buldum. “Gittin Babam!” isimli. Sevda Tabak’dan geliyordu ve Babaolmak.com’un takipçilerinden biri olduğu anlaşılıyordu. Birçırpıa sonuna kadar okudum yazısını… Okurken yutkunamadığım gibi uzun süre etkisinden de çıkamadım. Babaolmak.com’da yayınlamak, yayınlamamk konusunda da uzun süre düşündüm aslında. Çünkü özünde “baba olmak” ile ilgili değildi “kız olmak”la ilgiliydi. Sonunda, hem bir kız babası olarak, hem babasını çok seven “kızım da beni böyle sevecek değil mi” dememe sebep olan bir kız’ın eşi olarak yazıyı siteye koymaya karar verdim. (Bu kadar geciktirdiğim için üzgünüm…)

Gittin Babam!..

Sen gitmeden yaklasık 3 gün önce kızmıstım sana! baba çok yemek yiyorsun hasta olacaksın yine, zayıflaman lazım az ye baba diye bağırmıştım zorla kaldırmıştım masadan… simdi pismanım baba bilseydim ye babacım derdim ama bilemiyor insan hasta olma diye kızmıştım sana babammm…
Continue reading

Kızıma…

Zeynep’in doğumundan bir gece önce başladığım aşağıdaki yazı doğumdan iki gün sonra bitebildi ancak. Hoş, her okuduğumda bir şeyler eklemeye de halen devam ediyorum. şimdilik en güncel hali aşağıda (ve tabii ki Aile.org‘da) Ne çok sıfatı oluyor değil mi insanın hayatta…  ;)

Neler oldum!

Hücre oldum; embriyon, cenin…
Prematüre oldum; bebek, evlat, çocuk oldum.

Oğul, yeğen, torun oldum. Abi oldum, kuzen oldum.

Öğrenci oldum, sınıf birincisi oldum, sınıf başkanı oldum, izci oldum.

Arkadaş oldum, dost oldum, kanka oldum, sırdaş oldum…

Sevgili oldum, aşık oldum… Üzgün oldum,mutlu, mutsuz oldum.

Zaman zaman hasta oldum, kızamık oldum, nezle oldum, grip oldum.

Yüzücü oldum, voleybolcu oldum, takım kaptanı oldum; yenen, yenilen oldum.
Gitarist oldum, gitar hocası oldum…

Rockçı, metalci, cazcı, bluescu oldum
Uzun saçlı, küpeli, siyahlı, yırtık kotlu oldum…

şair oldum; yazan oldum, yazar oldum, okur oldum. Misafir oldum, öğretmen oldum…

Kameraman oldum, yönetmen oldum, seyirci oldum.

Çırak oldum, kalfa oldum, teknisyen oldum, dublajcı oldum.

Webmaster oldum, metin yazarı oldum, kreatif direktör oldum, proje yöneticisi oldum.

Yayıncı oldum, çevirmen oldum, dergici oldum.

Çalışan, çalıştıran, müdür oldum, ortak oldum. Alıcı oldum, satıcı oldum.

şoför oldum, aşçı oldum, yolcu oldum, turist oldum.

Vosvosçu, motorcu, kampçı oldum.

Fotoğrafçı oldum, kısa filmci oldum.

Komik oldum, sıkıcı oldum, geveze oldum. Neşeli oldum, sessiz oldum, güleç oldum.

İyiniyetli, toleranslı oldum. Uyanık, kurnaz oldum; yaratıcı oldum… Meraklı oldum, heyecanlı oldum. Doğru oldum!

Memnuniyetsiz, sinirli, huzursuz, sıkılgan oldum. Utangaç oldum; asosyal oldum. Depresif oldum… İyimser, kötümser oldum.

Çakırkeyif oldum, sarhoş oldum; şarap şişesinde balık oldum, akşamdan kalma oldum.

Nişanlı oldum, eş oldum, koca oldum; koca adam oldum!

Hepsini geçtim; şimdi BABA OLDUM.
Senin sayende oldum; BABAN OLDUM!

Galiba Benim De Bir Günüm Oldu

Bugün babalar günü değil mi? Bu tip günleri bir yanımızla hiç önemsemeyip bir yanımızla da çok önemser hale geliveriyoruz galiba farkında olmadan. Ve bugün, artık, benim de günüm değil mi… (Yoksa ilk kez benim de bir “günüm” mü oldu?)

Kızımız, annesinin içindeki son iki haftanın tadını çıkarıyor. (Umarım tadını çıkarıyordur, tahminimce biraz sıkışmaya başladı orada) Artık, elimizi üzerine koyduğumuzda neresine dokunduğumuzu tahmin edebiliyoruz, Deniz’in karnının belli bölgeleri kızımızın bir yerlerini dayaması sebebiyle gerilip sertleşiyor. Ters durduğundan yola çıkarak, ufak sertliklerin ayakları, topukları; avuç içine boyunda yuvarlak sertliğin de poposu olduğuna dair kanaatlerimiz oluştu. Özellikle topuklarını biraz ittirince çekiveriyor.  Bu kadarcık bir iletişim bile içimi(zi) haliyle kıpır kıpır etmeye yetiyor. (Bundan sonra yıllarca paylaşacağımız iletişim miktarını düşünmek bile –anlattığım kıpırtıyla ölçeklendiğinde- kalp krizi geçirtebilir sanıyorum insana)

Continue reading

Büyükler İçin Çocuk şarkıları

Büyükler İçin Çocuk şarkıları” bir Bülent Ortaçgil – Fikret Kızılok albümü. 20 yıl önce kaydedilmiş çocuk şarkıları. Dün kaydedilmişler gibi taptaze… Kesinlikle tavsiye etmekle kalmam, alın dinleyin diye de ısrar ederim. (Ediyorum) Hatta boşverin çocuğunuzu, kendiniz dinleyin. (O kadar da değil elbette) Hemen edinmek isterseniz şURAYA tıklayabilirsiniz.

Aile.org’a da sonunda ikinci yazısını yazmış bir kişiyim; (beklediğimden daha uzun sürdü ikinci yazıyı yazmam… İlham işte) Tesadüfe bakın ki söz konusu yazı da “Büyükler için çocuk şarkıları” hakkında…

Yoksa? Acaba? Benden beklenen bu değil mi? Burada aslında (buraların tek babası olarak) baba olmakla ilgili yazacaktım değil mi? Hatta sanırım 34. Haftada bir babanın neler hissettiğini, NST denen haftada iki bebeğin kalp atışlarını dinleme aktivitesinin detaylarını, doktorumuzla yaptığımız tarih belirleme görüşmesini ve normal doğum kararından sezeryana dönüşümüzün macerasını anlatacaktım galiba?

Hepsini boşverdim.

Yazının tamamını okumak için tıklamanız lazım ;)

Büyük Lokmayla Uçmanın Zorluğu Ya Da Kısaca İlk Anneler Günü

Efenim, sonunda keşfedildim… Ünüm, babaolmak.com sınırlarının dışına taştı… :) Aile.org sitesinden “yazı yazma” teklifi alınca, bir süre düşünüyor gibi yapsam da (yok canım) düşünmeden kabul ettim. Aile.org’da yazı yazan nerdeyse herkesin (doktor abiler hariç) anne olması, aralarında hiç baba olmaması enteresandı. Ne yapalım, babaları bir şekilde temsil etmek gerekiyordu, benim kaday yeni bir babaya mı düşer bu misyon bilmiyorum ama, vazife herşeyden önce gelir deyip kolları sıvadım. (Duyan da o an yemeden içmeden kesilip yazı yazmaya başladığımı sanır)

Uzatmaya gerek yok; ilk yazımın başlığı yukarıda zateb, yazı da aşağıdaki gibi başlıyor. Tamamını okuma isterseniz de tıklayıp Aile.org‘a gideceksiniz. (Siteyi gezerken gözünüz korkmasın, tasarım çok yakında yenilenmiş olacak, düzenli olarak ziyaret etmeye devam edin ;) )

Ne enteresan şey yazmak. Bazen durup dururken yazmaya başlayıp sayfalarca yazarken bazen tek satır yazamamak… Aslında altı üstü bir anneler günü yazısı yazacaktım. Aile.org.tr’nin yenilenişi, üstelik anneler gününde yenilenişiyle başlayıp, taze bir babanın gözünden “baba olmak” konusunda yazacağım yazıların ilki olacaktı bu… (Halen de öyle…) Ama verilmiş belli bir tarihe yazı yetiştirmek, “aklına estiğinde yazan” biri için ne büyük kabus bir kere daha yaşadım. (Yaşamaktayım)

Baba olmak. Son 7,5 aydır üzerinde en sık düşündüğüm en gözde konum. 7,5 aydır babayım ben. Kızımla tanışmamıza neredeyse iki ay var. (Babası gibi acelecilik varsa genlerinde, birkaç gün içinde doğmuş olacak, yoksa yaklaşık iki ay daha sabretmemiz gerekecek) Heyecanımızın gittikçe arttığı bu iki aydan sonra başlayacak aslında “baba olmak” Çevremizden kimi insanlar için o zaman göreceğiz hanyayı konyayı… Ve göreceğimiz şey her ne olursa olsun heyecanla bekliyoruz…

Yazının devamı için lütfen tıklayın… 

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑