Çok sık değil ama senede en az 1-2 kere başbaşa kampa gidiyoruz Z. ile. Şimdi düşündüm de senede sadece bir kere de olabilir bu sayı maalesef. Bu bile son üç senede üç kere başbaşa kampa gittiğimiz anlamına gelir sanki… Her neyse… Dünyanın neresine gitmek istersin sorusunun cevabı bu olsa gerek benim için. (İlk bu geldiğine göre aklıma)
Akıma bu ilk gelenden sonra gelen pek çok şey var. Ve elbette dünyada görmek istediğim pek çok yer. Sanırım bu konudaki ilk motivasyonum fotoğraf çekmek. Dolayısıyla daha çok malzeme verecek, daha orijinal olan yerler ilk aklıma gelenler. Ama yine de ister istemez; yazının da konusu olarak ilk aklıma gelene dönmek isterim. Z. ile tatil yapmak; kamp yapmak… Ya da sadece tatil yapmak… Nerede olduğundan tamamen bağımsız.
Burada kısa bir mola vereyim hemen… Geçen hafta yaşadığımız bir anekdotu paylaşayım. Çünkü bu yazıda içimden geçen his tamamen bu anekdotun başlangıcıyla da ilgili…
Akşam 20:00 sularında Kadıköy’de barlar sokağında yürüyorduk; günlerden cumartesi; her yer nasıl kalabalık. Sokaklara taşmış insanlar, sohbet ediyorlar; içiyorlar, inanılmaz keyifli görünüyor… Dedim ki ben de Z’ye…
– Biliyor musun; 10 sene sonra filan senle buralara gelip karşılıklı bira içip sohbet edebiliriz…
– Hmmm… Ben “icetea” içsem olur mu o zaman?
Kuşum biradan hoşlanmadığından, şu an kendisi için zararlı ve kötü olan “icetea”yi içecekmiş o gün geldiğinde yani sizin anlayacağınız…
Evet; bir yandan hiç büyümesini istemesem de bir yandan da çılgınca merak ediyorum ve heyecanla, iplerle çekiyorum o zamanları… Sonra bunu fark ettiğimde kendimi hızla frenleyip “sakın ha” diyorum. O zaman geldiğinde o çoktan gitmiş olacak, başkaları olacak önceliğinde. Şimdi olduğu gibi senle mi vakti geçirecek…
Geri saralım…
Dünyanın neresine mi gitmek isterim? Z. ile sanırım her yer olabilir bu. Hele de diğer bir sevdiğim “Turuncu” ile olursa. Yazarken bile durup da hayallere daldığımı fark ettim. Öyle ya; çok uzaklara gitmek gibi bir hayalim hiç yok. Belki de bu yüzden bilgisayarımın duvar kağıdında da çok uzakların değil Sapanca’nın yaylalarından birinin fotoğrafı var; yeşilliklerin içinde bir Turuncu bir de sarışın fıstığın olduğu. Sanırım beni dinlendirdiği, hayal kurdurduğu ve her daim iyi hissettirdiği için orada o fotoğraf. Çok uzaklara gitmeme hiç gerek yok…
Bir cevap yazın