35.Haftanın tam ortasındayız. Yandaki fotograf çekileli 1 saat kadar oldu. Dolayısıyla her ne kadar kızımız (ve “the göbek” hızla büyüyor olsa da, fotograf, Deniz’in son halini yansıtıyor)
Yerli kaynaklardaki gebelik takvimi alıntılarımı bu sefer yapmayacağım, çünkü gördüğüm kadarıyla gebelik takvimlerini yazan veya yabancı kaynaklardan ceviren kişiler son haftalarda iyice sıkılmışlar. Genelde, “bebeğiniz çok büyümüştür, sığmamaktadır, çok yakında doğacaktır, ne şahanedir” şeklinde kısa kesmişler bu haftaları. (Oysa biz, “baba” denen – veya denecek olan- kitle artık en çok bu haftalarda heyecanlıyız değil mi arkadaşlar) ( Geceleri yanımızda yatan şahsın vücudundaki değişimler, -irileşme- de denilebilir artık yadsınamaz ölçülerde. “Hamilelik” “velet” “içerde bir canlı var!” gibi konularda jetonumuz artık kesinlikle düşmüş durumda :) Dolayısıyla heyecan da dorukta. (Eşinizin içineki yaratığın hareket ettiğini hissetmeyi bırak, gözle görüyorsunuz yahu…)
Bu haftaya ilgili olan biteni de özetleyeyim, sonra gidip kızımla konuşacağım bazı konular var ;)
– Artık bebeğin gelişimi neredeyse tamamlanmış durumda. Yaklaşık 45 cm ve 2,5 kilo kadar.
– Ortalama hareketlilikte bir “yaratığın” kendisini annesine 2 saat içinde yaklaşık 10 kere hissettirmesi lazım. (Bu sayıda hareket sayamadığınızda da paniğe gerek yok)
– Böbrekler neredeyse tamamen gelişmiş durumda, karaciğer de çalışmaya başlamış.
– Rahim, normalde olması gerekenin 15 katına ulaşmış.
– Velet artık içeriye pek sığışamadığından çok fazla akrobasi yapamıyor olsa da kısıtlı miktarda hareketinin daha sert olması yüksek bir ihtimal
– Özellikle diyaframın eskisine göre daha fazla sıkışması, bunun da nefes almada zorluklar yaratması muhtemel.
– Bu aralar bebeklerin kafa aşağı pozisyon almaları da beklenen bir durum. Malumunuz kendileri önce kafayı çıkartıyor dışarı. (Bu arada dönüşü tamamlayıp kafayı aşağıya aşağıya bastırmaya başlamaları, ertesi gün doğacakları anlamına da gelmiyor, paniğe gerek yok. (Tabi çantanız hazır olsun o ayrı)