Dün itibariyle 36. haftayı bitirdik. Geçen haftaki rutin doktor kontrolümüzde (ki bir haftadır buradan yazamamış olmam utanç verici) kızımızın yaklaşık 2444 gr ve 45 cm olduğunu öğrendik… (Oldukça detaylı bir “yaklaşık” veri oldu değil mi)
Kızımız, anasının karnında başaşağı bir şekşlde fıkır fıkır durmaya devam ediyor. (Hem duruyor, hem fıkır fıkır) Doktorumuzun keyfi çok yerindeydi, sebebini ise “Herşey çok yolunda” diyerek açıkladı. Hatta keyfi o kadar yerindeydi ki, Deniz’in üç haftada dört kilo almasına bile surat yapmadı. Aslında yapamadı demek daha doğru. Deniz’i ayağa kaldırıp çevresinde dolanıp, “Sen bu 16 kiloyu nereye aldın anlamıyorum ben” dedi. “Deformasyon yok, arkadan bakıldığında nerdeyse hamile olduğu bile anlaşılmıyor, hiçbir sıkıntım yok diyorsun, e ben ne diyeyim ki…” diyerek konuyu kapadı… (Bu arada, Deniz’in “kahvaltıdan kalktık da geldik, o yüzden bu kadar fazla çıktı” bahanesini de yemedi elbette, “Asterix’le Obelix’İn kahvaltıda bir bütün yaban domuzu yemesi gibi bir şey mi sizin kahvaltılar?” diye sormakla yetindi)
Hamileliğin 36.haftasının tamamlanmış olmasıyla birlikte, kaynaklara göre kızımız “olmuş” 37. haftada artık bebekler “full-term” yani “olmuş” oluyorlarmış. (37 öncesi pre-term, 42 sonrası post-term oluyormuş.) (Türkçeleştirmek gerekirse 37 öncesine “Dur daha gelme”, 42 sonrasına “E, hadi artık” denilebilir)
Malum, bizim kız rahimde dönmüş ve kafayı aşağıya vermiş durumda. Normal doğum için ideal pozisyon bu. Eğer ki 37. haftaya kadar dönmemiş olursa, hekim tarafından “external cephalic version” diye bir girişimde bulunulabiliyormuş. “O da ne?” derseniz, hekimin karnınızın dışından (sanırım dürtükleyerek) bebeği manuel olarak döndürme girişimi… Yok, zaten mevzu sezeryanle sonuçlanacaksa zaten böyle bir dürtüklemeye gerek yok bidiğim kadarıyla.
Braxton Hicks kasılmaları denen nefes egzersizi veya dışardan hissedilişi “bildiğin hıçkırma” olan hareketler artık oldukça sık ceryan edermiş. (Geçen gün bizim kız öyle bir hıçkırıyordu ki, bizi dışarda gülme tuttu)
Bu aralar artık doğum sancılarının gelmesi filan söz konusu olabilirmiş. (Hastane çantaları hazır olmalı artık) Bir saat aralıklarla yaklaşık 5 dakika süren sancılar gelmeye başlarsa doktorunuzu aramanın zamanı gelmiş demektir. (Annenin “suyunun patlaması” gibi bir durum olduğunda da eylem planı aynı… (Not: iVillage’in hafta hafta gebelik rehberi oldukça başarılı, her haftanın altında bu aralar okuyabileceğiniz ilgili konulara da linkler var… Tavsiye ederim)
Hastanemizle görüştüğümüzü söylemiştim, doğuma baba olarak girme konusunu da sorduk, özel bir kısıtlama yok; konuyu kendi doktorunuza bırakıyorlar, sadece ilgili hemşireye de bir gün önce filan haber verilmesi yeterli oluyormuş. Bu arada bazı hastaneler bebekleri kendi bir örnek zıbınlarıyla giydiriyorlar. (Bunun kıyafetlerin karışmaması, kolay yıkanabilmesi gibi bir takım pratik sebepleri var) Memorial’da böyle bir uygulama yokmuş. Dolayısıyla kızımızın çantasına ek kıyafetler konması zorunluluğu oldu. (Kıssadan hisse: Çantanızı hazırlarken hastanenizin politikalarını öğrenmekte fayda var)
Kaldı 17 gün…