Month: Haziran 2007 (page 3 of 6)

Bir ‘öz baba’nın günlüğü

Radikal, 19 Haziran 2007

Doğduktan sonra annesi tarafından hastanede terk edilip evlatlık verilen 19 yaşındaki spastik engelli Gözde Akkılıç, babasının kendisiyle ilgili yazdığı günlüğü kitaplaştırdı…

Baba İhsan Akkılıç, çocukluğundan itibaren pek çok ameliyat geçiren, 70 gün boyunca felç kalan Gözde’yi ilk aldıkları günden başlayarak, bütün tedavi sürecini, kızının iyileşmesini ve kendi duygularını anlattığı bir günlük tutmuş. Gözde, “Evimizi taşırken babama ait günlüğü buldum. Ben hayatlarına girdikten sonra yazılmaya başlanmıştı. Babam günlüğü 18 yaşıma gelince vereceğini, ancak bulduğum için okumamda sakınca görmediğini söyledi. Yaşadıklarımın kitap olması gerektiği fikri uyandı bende” diye anlatıyor.

Haberin tamamını Radikal’de okuyabilirsiniz…

Emziren annelerin romatizma riski az

Hürriyet 19 Haziran 2007

Emzirme, yalnızca bebeği çeşitli hastalıklara karşı korumakla kalmıyor, annelere de fayda sağlıyor.

Bebeklerini kendileri emziren annelerin kansere yakalanma riskinin azaldığının keşfedilmesinden sonra şimdi de eklem romatizmasından korundukları bulundu. Yeni yapılan araştırmayla, bebeklerini en az 13 ay emziren kadınların “eklem romatizması” olarak bilinen “kronik arterit”e yakalanma olasılığı, hiç bebek emzirmeyenlere oranla daha az olduğu ortaya çıktı.

Tamamını okumak için lütfen tıklayın… 

Anne Tamam Ya Baba?

Pazartesi günü (Ki, 18 Haziran 2007 demek oluyor bu da) Radikal Gazetesi’nin bilişim sayfası olan “Sanal Alem”de tanıtılan  sitelerden biri bakınız hangisiydi…

Çocuk sahibi olmak ve yetiştirmek, yarattığı pazar ve başvuru kaynakları yüzünden giderek bir ana bilim dalı haline geliyor. Ama çocuk sahibi olmak genelde iki taraflı bir olsa da bilgi ve kaynakların çoğu nedense sadece annelere yönelik. İşin baba tarafını ele alan bu blog suyun öte yanını merak edenler için iyi bir kaynak.

Yazılanları (ki yukarıdakilerden fazlasını ummayın) yerinde görmek için tıklayın

Galiba Benim De Bir Günüm Oldu

Bugün babalar günü değil mi? Bu tip günleri bir yanımızla hiç önemsemeyip bir yanımızla da çok önemser hale geliveriyoruz galiba farkında olmadan. Ve bugün, artık, benim de günüm değil mi… (Yoksa ilk kez benim de bir “günüm” mü oldu?)

Kızımız, annesinin içindeki son iki haftanın tadını çıkarıyor. (Umarım tadını çıkarıyordur, tahminimce biraz sıkışmaya başladı orada) Artık, elimizi üzerine koyduğumuzda neresine dokunduğumuzu tahmin edebiliyoruz, Deniz’in karnının belli bölgeleri kızımızın bir yerlerini dayaması sebebiyle gerilip sertleşiyor. Ters durduğundan yola çıkarak, ufak sertliklerin ayakları, topukları; avuç içine boyunda yuvarlak sertliğin de poposu olduğuna dair kanaatlerimiz oluştu. Özellikle topuklarını biraz ittirince çekiveriyor.  Bu kadarcık bir iletişim bile içimi(zi) haliyle kıpır kıpır etmeye yetiyor. (Bundan sonra yıllarca paylaşacağımız iletişim miktarını düşünmek bile –anlattığım kıpırtıyla ölçeklendiğinde- kalp krizi geçirtebilir sanıyorum insana)

Continue reading

Yenidoğanın Günlüğü

1. Gün
Böylesi kötü bir başlangıç beklemiyordum.
Oha! hortumumu bile kesmişler! Meme diye, süt diye birşey varmış.
Nerden nasıl bulunur bu ya?

Hayattan daha 1. günden soğutacaklar beni.

2. Gün
Meme buldum ama bundan süt gelmiyor, emiyorum allah emiyorum, tık yok, süt başka yerde mi? neyse biraz daha emdim geldi, fazla abanınca meme sahibi kişilik bağırdı, ne bağrıyosun açım ben! Çok yalnızım be günlük.
Hayır bişi değil içerdeyken de yalnızdım ama yediğim önümde yemediğim arkamdaydı en azından, bak yine aklıma geldi, hortumu bile kestiler yaa!

Uykum geldi yine. Zzzzz!

3. Gün
Memeyi sevdim, bu dünyadaki tek dostlarım bu iki meme. İyi ki varsınız.

4. Gün
Bugün bir sürü olaylar oldu, gürültü yaptılar, başka bir yerlere gittik galiba. Memeden ayrılınca bağrıyorum geri geliyor, sonra uyuyorum, uyanıyorum bir bakıyorum meme yok, neyse ama tekrar bağrınca geri geliyor nasılsa. Sıçmak da zevkliymiş be, eskiden yapamıyordum.

5. Gün
Bugün 15 kez kaka yaptım, rekorumu geliştirmeliyim. Dikkat ettim de her yaptığımda temizliyorlar, bunu sevdim. Dikkatimi çeken bir noktada şu ki, amma koca kafalıyım be arkadaş, ağır mı ağır tutamıyorum şerefsizim, pat o yana, pat bu yana, dikkat etseler bari de çatlatmasak daha ilk günden.

6. Gün
Avucuma ne verseler hemen tutuyorum, tik gibi birşey, maalesef farkettiler, herkes parmağını veriyor avucuma, mecburen tutuyorum, alemin maymunu oldum iyi mi?
Bu arada ne çok uyuyorum ya arkadaş, atamadım şu yorgunluğu, daha çok süt içeyim en iyisi. hayır içtikçe de yoruluyorum o da ayrı, nerde o eski günler, hortumdan geliyordu ne güzel, şimdi em allah em, bak yine aklıma
geldi, şerefsizler kestiler hortumu yaa.

7. Gün
Bugün solaryuma girdim, sarılık mı ne ondanmış. yine uykum geldi.

8. Gün
Biraz daha iyi hissetim kendimi, daha çok süt içiyorum artık. Kaka yapma işini de tam alt açma anına denk getiriyorum ki etraf pislensin, eziyet olsun. Naapayım ama alt açıkken daha rahat roketleyebiliyorum. Kaka yaparken başka birşey daha yapıyorum galiba, anlamaya çalışacağım bakalım.

9. Gün
Çok fena hıçkırık tutuyor, geçsin diye nefesimi tutayım dedim onu da beceremedim, neyse ki süt içince geçiyor. Bu süt her derde devaymış, bugün bunu gördüm.

10. Gün
Sütten başka birşeyler verdiler, var ya, yeter artık be, tam alışıyordum yine dayadılar başka birşey, hayret bişi ya, vitaminmiymiş neymiş.
Bu arada memelerin arasından dün gördüğüm lavuk gündüzleri piyasada yok akşamları geliyor sadece, hadi bakalım hayırlısı.

Continue reading

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑